ASLANLAR DA AĞLAR


Tarih MÖ 4'ncü yüzyıldı.
Ege denizinde büyük savaşlar yaşanıyordu..
Spartalılar ile Atinalılar Akdeniz ticaretini ele geçirmek için birbirine saldırıyordu.
Bölgenin en önemli ticaret merkezlerinden biri Knidos'tu.
Akdeniz ile Ege sularının birleştiği yerdeydi..
Atinalılar'ın en sağlam limanlarından biriydi..
Sadece bilim, sanat ve ticarette değil, her alanda çevresindeki kentlerden ilerideydi.
Akdenizin şarap, incir, keçiboynuzu deposuydu.
Bir sonbahar sabahıydı..
Güneş daha doğmamıştı..
Spartalılar gemilerle Knidos'a saldırdı.
Ancak, görülmemiş bir direnişle karşılaştılar.
Knidoslular canları pahasına yurtlarını savunuyordu.
Kimi tarihçilere göre başlarında komutan Canon vardı.
Savaş günlerce sürdü..
Sonunda zafer Atinalılar'ın oldu.
Kent düşmemiş, Sparta filosu ağır yenilgi almıştı..
Knidoslular, bu savaşta kahramanca ölenler anısına limanda bir anıt mezar yaptırdı..
Anıt 18 metre yüksekliğindeydi.
Ùzerinde de dev bir aslan heykeli vardı..
Adı; Knidos aslanıydı.
Hem Akdeniz'den, hem Ege'den Knidos'a yaklaşan gemiler yüzlerce metre öteden önce onu görüyordu.
O artık kentin koruyucusuydu.

Aradan yüzyıllar geçti..
Knidos aslanı hep yerinde durdu..
Sadece depremlerden etkilenmiş, altındaki anıt yıkılmıştı..
Ama ona hiçbir şey olmamıştı.
Yıl 1858 idi..
Sıcak bir Ege sabahı bu kez Britanya İmparatorluğu'na ait bir savaş gemisi Knidos açıklarına demir attı..
Amacı savaşmak değildi..
Yağmalamaktı..
Üstelik yağmalamak için izni bile vardı..
Osmanlı sarayı ve yetkilileri vatan toprağındaki hazinelerin talanı için İngilizler'e izin vermişti..
Tıpkı Troya, Bergama, Halikarnas, Likya, Ksantos ve Anadolu'da tüm tarihi kentlerin yağmalanmasına izin verdikleri gibi..
İngiliz gemisinden denize çift kürekli bir kayık indirdiler..
İçinde British Müzesi sorumlularından arkeolog Charles Newton vardı..
Kendisini İngiliz sarayı görevlendirmişti.
Kraliçe bizzat talimat vermişti..
"Git, o hazineleri buraya getir."
Newton daha önce de Bodrum kıyılarını da yağmalamıştı..
Knidos'a gelmesinin asıl amacı kayıp Afrodit heykelini bulmaktı.
Ancak, karaya ayak basar basmaz tepede yarı toprağa gömülü "Knidos Aslan"ını gördü.
Kampı hemen aslanın yanına kurdu..
Ertesi gün onlarca işçiyle kazmaya başladı..
Kazdıkça şaşkına döndü..
Aslan heykeli umduğundan çok büyüktü..
Yekpare bir mermerden yapılmıştı..
Ağırlığı 6 tondan fazlaydı..
Uzunluğu 2.89, yüksekliği 1.89 metreydi..
Newton onlarca işçi ile günlerce kazı yaptı..
Sonunda Knidos aslanını gün yüzüne çıkarmayı başardı..
Üç günde bir sala koydular..
Sonra heykeli açıktaki İngiliz savaş gemisine götürdüler.
Tam bir ay uğraşıldı..
Ve aslan vinçle güverteye çekildi.
Bin yıldan fazla Akdeniz ve Ege sularının birleştiği yerde denizcileri selamlayan Knidos Aslanı vatanından çok ama çok uzaklara götürüldü.
Londra'ya vardığında İngiltere'de olay oldu.
Kraliçe Newton'u ödüllendirdi ve Sir ünvanı verdi.
Sir Charles Newton anılarında şöyle yazıyordu.
"Bu harikulade aslan heykelini, bu ilkel topraklardan alıp, uygarlığın ve insanlık mirasının koruyucusu, çok saygıdeğer İngiltere kraliçesinin topraklarına götürmenin gururunu yaşadım."

Yıl 2016.
Knidos Aslanı bugün British Museum'un girişinde ziyaretçileri karşılıyor.
Binlerce yıl Ege ve Akdeniz'i selamlayan aslan artık gurbette dört duvar arasında.
Ömür boyu müebbet yemiş bir mahkum gibi.
Üzgün, mutsuz ve umutsuz.
Türkiye 2008 yılında aslanı geri istedi..
İngilizler'in cevabı hazırdı..
"Biz çalmadık, Osmanlı'nın izniyle aldık."
Düşünebiliyor musunuz?..
İngiliz sarayı bir arkeoloğa "Git o hazineleri al, buraya getir" diyor.
Osmanlı sarayı ise aynı arkeoloğa, "Al bu ucubeleri ülkene götür" diye izin veriyor.
Resmen vatanın soyulmasına göz yummak bu.
400 yıla yakın Mısır'ı yönetmiş ama piramitlerle hiç ilgilenmemiş bir devlet yönetiminin cehaleti bu.
Ve bugün birileri çıkmış Osmanlı sarayının o cehaletini bu halka empoze etmeye çalışıyor..
El insaf.



Yorumlar


  1. Bu konulara ilgi hala çok az. Bu harika eserleri Ülkemizin zenginlikleri olarak gören insan sayısı o kadar az ki...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

AHMET KAYA İLE FİKRET KIZILOK TAŞLAMASI

..VE O ANDA GÖKTEN BİR GEYİK DÜŞTÜ.

TÜRKİYE'NİN BİR NUMARALI KADINININ SIRLARLA DOLU YAŞAM ÖYKÜSÜ.