Kayıtlar

Şubat, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

KAMBER ATEŞ NASILSIN?

Resim
Bir insan için ana dilin ne kadar önemli olduğunu anlatan gerçek bir öyküdür Kamber Ateş 'in Mamak Cezaevi 'nde yaşadıkları. Bu  gerçek olayı yıllar sonra olayın kahramanlarından Kamber Ateş ile hapishane arkadaşı Ruşen Sümbüloğlu kaleme almıştı. Konuyla ilgili şiirler yazılmış, besteler yapılmıştı. Hatırlatmakta fayda var. Yıl 1981 'dir. Aylardan Mart. Kamber Ate ş Kürt asıllı bir sosyalisttir.. 12 Eylül darbesi olunca kendisini Mamak Askeri Cezaevi' nde bulur. Tecrit günlerinden birinde Kamber 'e bir mektup gelir. Mektupta ilk görüş gününde annesinin geleceği yazmaktadır. Kamber mutluluktan uçar. Dört gün boyunca hücre arkadaşlarına "annem ziyaretime gelecek" diyerek, sevincini paylaşır. Görüş gününü iple çeker. Bir gece öncesi sabaha kadar uyumaz. Sabah buz gibi suyla duş alır, sinek kaydı sakal traşını olur. Ve beklenen an gelmiştir. Kamber bir anda görüşme kabininde karşısında annesini bulur. *.    *.    *

MEVSİMLERDEN PAPATYA

Resim
 "Sana da kırgınım papatya,  bir seviyoru sığdıramadın onca yaprağına"  Can Yücel Milattan önce 1200 'lerdi. Truva savaşını kazananların gemileri dönüş yolunda Thracia 'ya(Trakya) kıyılarına uğradı. Thracia kralı Lycurgus kazananların onuruna bir yemek düzenlemişti. Yemekte Truva 'da büyük başarı elde eden kahraman Demophon da vardı. Demophon sarayda kralın güzeller güzeli kızı Phyllis' le (Filiz) tanıştı. İki genç o an yıldırım aşka tutuldu. Yemekte yanyana oturdular. Ertesi günü birlikte geçirdiler. Bir sonraki gün yine birlikte. Günler su gibi aktı. Ayrılık vakti geldi. Çünkü Demophon 'un Atina 'ya dönmesi gerekiyordu. Demophon gemiye binmeden önce limanda Phyllis'e sarılıp söz verdi. Atina 'da işlerini halledip, hemen dönecekti. Babasından Phyllis 'i isteyecekti. İki genç birbirine bağlılık yemini ettiler. Demophon 'un gemisi Thracia 'dan ayrılırken, Phyllis' in gözlerinden iki damla yaş düşt

KÖMÜR SAHALARIN BEYAZ PUDRALI EFSANESİ

Resim
Yıl 1919 . Amerika Kupas ı finalinde  Brezilya ile Uruguay karşı karşıya geliyordu. Denk kuvvetlerin kıran kırana bir mücadelesiydi. Dakikalar ilerliyor, iki takım da birbirine üstünlük sağlayamıyordu. Artık son çeyreğe girilmişti. Heyecan doruktaydı. Belli  ki, golü atan kupayı alacaktı. Golü Brezilya attı ve  ilk uluslararası kupasını kazanmış oldu. Golü atan adam ilginçti. Kıvırcık saçlarını jöle ile düzleştiren, siyahi tenini beyaz pudra ile gizleyen yeşil gözlü biriydi. Adı, Arthur Friedenreich 'ti. Döneminin efsane ismiydi. Lakabı Kaplan 'dı.  Tekniğe ve estetiğe dayalı Brezilya futbolunun mimarıydı. Rakiplerin tekmelerinden kurtulmak için çalımı icad etti. Attığı  1329 golle dünyanın en fazla gol atan futbolcusu oldu. Onun bu rekoru hala kırılamadı. Peki kimdi bu  Arthur Friedenreich? Neden ismi çok duyulmamıştı. Çalım atmaya neden ihtiyaç duymuştu? Ve asıl soru,  neden maçlarda kıvırcık saçlarını jöle ile düzleştirip,