Kayıtlar

Nisan, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

DOĞAL YAŞAM FOTOĞRAF SERGİMİ İZLEMEK İSTER MİSİNİZ?

Resim
Onlar aynı gökyüzü altında, aynı havayı soluyup, aynı suyu içtiklerimiz. Dünya dediğimiz bu tek yuvamızda birlikte yaşıyoruz. Uzaydan gelecek kozmik bir tehlike ya da bir iklim krizinde aynı kaderi paylaşıyoruz. Ama uzağız birbirimizden. Bizler doğayı terkedip, beton duvarların ardına sığınınca, hem özümüzden, hem onlardan uzaklaştık. Oysa yıllar önce aynı mahalledeydik. Şimdi yabancı gibiyiz. Yabancıdan öte onların gözünde düşmanız! Çünkü kapitalizm denen bu kahrolası sistem rant uğruna her gün doğayı biraz daha katlederek, onların yaşam alanlarını yok ediyor. Pandemi günlerinde Datça Kırsalında onların fotoğraflarını çekmeye çalıştım. Kimini saatlerce bekledim, kimi profesyonel bir model gibi poz verdi. Hepsiyle arkadaş oldum adeta. Hani Navaho Kızılderililerinin şarkılarında söylediği gibi “Yeryüzünün sonuna gittim, gökyüzünün sonuna... Dağların sonuna gittim. Sonuna gittim, ormanın. Ağaçların sonuna... Arkadaşım olmayan bir şey bulamadım.” Gerçekten doğa ve orada yaşayanlarla ark

İŞTE DATÇA'NIN BAŞ BELASI

Resim
Tarih öncesiydi. Yeryüzünde  devler ile tanrıların savaşı vardı. Ege (Arşipel)  ve Akdeniz' de (Mare Nostrum) büyük çarpışmalar yaşanıyordu. Datça ’nın 9 mil açıklarında, Knidos ’un tam karşısında Deniz Tanrısı Poseidon,  Dev Polyvotis ile savaşıyordu. Polyvotis yenileceğini anlayınca kuzeye doğru kaçmaya başladı. Poseidon devin kaçmasını önlemek için Kos Adası’ ndan bir parça koparak üzerine attı. Mitolojiye göre egenin karanlık sularında, dev kayanın altında kalan Polyvotis ölmedi, acı içinde her inleyişinde üzerinde oluşan adayı  sarstı. Nisyros dediler bu adaya. Homeros ’un İlyada ’sında da adı geçen   Nisyros , meşhur 12 adadan biri. Bizler İncirli Adası diyoruz. Nisyros  41 kilometrekarelik çok küçük, şirin bir ada. Ama çevresi için çok tehlikeli. Çünkü volkanik. Santorini gibi volkanik hattın tam üzerinde yer alıyor. Ortasındaki Stefanos Krateri 300 metre çapında ve Avrupa'nın en geniş krateri. Ayrıca lav tabakası sadece 4 kilometre aşağıda. Fokur foku

KARGI'YI SAVUNMAK, YAŞAMI SAVUNMAKTIR.

Resim
Datça ’nın en güzel koylarından Kargı ’da 128 dönümlük bir arazinin otel ve otopark yapılması için Cumhurbaşkanlığı kararıyla Özelleştirme İdaresi’ne devredilmesi koruma altındaki Akdeniz Folkları (Monachus monachus) için de çok büyük bir tehdit. Çünkü Kargı Koyu Akdeniz Foklarının yaşam alanlarından biri. Söz konusu arazinin çok yakınında bir denizaltı mağarasında yuvalandıkları da biliniyor. Geçtiğimiz yıllarda o bölgede fotoğrafı bile çekildi Üstelik Birleşmiş Milletler Çevre Programı Akdeniz Eylem Planı çerçevesinde  Türkiye’nin Akdeniz Fokları’nı Korumak için Ulusal Eylem Planı  bile var. Orman Bakanlığı ile Sualtı Araştırmaları Derneği Akdeniz Foku Araştırma Grubu ’nun (SAD-AFAG) hazırladığı eylem planında, Datça Yarımadası en ucundaki Knidos Burnu’ndan Kargı Koyu dahil Datça İlçesi batı girişine kadar olan kıyılardaki yerleşim yerleri ve kıyı tesisleri dışında kalan yapılaşmamış ve el değmemiş tüm kıyılar Akdeniz Fokları’nın yaşam alanı olarak gösteriliyor. Ey

NEYZEN TEVFİK VE KARGI KOYU

Resim
Dünyanın halini sordular benden, Halimiz hal değil ne gelir elden, Yama dikiş tutmaz giren iğneden Ben böyle halin ..... ........ Bozuk bu dünyanın düzeni kaydı, Bu düzen zulmünü her yere yaydı, Düzen değişse de düzülen aynı, Ben böyle düzenin ..... ....... Devletin malına deniz demişler Yemeyen garibe domuz demişler, Utanmayıp içine de etmişler, Ben böyle denizin ..... ...... Haramiler her şeyi yeyip bitirmiş, Malı hamuduyla alıp götürmüş, Doymamış, donuna da göz dikmiş, Ben böyle malın ..... ....... Helal-haram paraları kapmışlar, Çok gelince keselere tıkmışlar, Dantelli kefene cep yaptırmışlar, Ben böyle paranın ..... ....... Beylerin elinde ateşten kırbaç, Umurunda değil, niceleri aç, Yiğitler olmuş, soğana muhtaç, Ben böyle kırbacın ..... ....... Efendiler yapar saraylarda vals, Bize kalan ise çakallarla dans, Onlara kız yağsa, bize düşen Hans, Ben böyle dansın ..... ....... *** Diyeceksiniz ki, nereden aklına geldi Neyzen Tevfik. Sevgili Mustafa Atamer 'in çektiği Karg

TEHLİKEDEKİ KARGI KOYU VE KARGI'DA DOĞMUŞ BİR DATÇA TÜRKÜSÜNÜN HAZİN ÖYKÜSÜ

Resim
Fotoğraf: Mustafa Atamer 1930 ’ lı yıllardı. O yıllarda Datça köylüsü için Kargı Koyu ve özellikle Kargı Deresi odun deposuydu. D erenin  etrafında büyüyen  Pinar ağaçları (Kel Palamut) soğuk kış günlerinin kurtarıcısıydı. Eski Datça halkı dini bayramlardan bir kaç gün önce nacakları ( balta ) alır, eşekler ve at sırtında şarkılar ve türküler eşliğinde Kargı ’ya gider, Pinar odunu keserdi. Bu bir gelenekti. İşte böyle bir bayram öncesi Eski Datçal ı  gençler  sabahın erken saatlerinde kalkıp, eşek ve at sırtında Kargı Deresi ’ nin yolunu tuttular. Neşeleri yerindeydi. Hep birlikte söyledikleri türküler Kargı vadilerinde yankılanıyordu. Gençlerin arasında Osman da vardı. Osman yakışıklı, kara kaşlı, ela gözlü, kibar ve güçlü kuvvetli bir delikanlıydı. Nişanlısı Nergis ’ e çok tutkuluydu ve onu hiç aklından çıkarmıyordu. Dereye vardıklarında herkes gözüne kestirdiği bir Pinar ağacında kesime başladı. Osman da bir yandan baltayı savuruyor, bir yandan Nergi s ’ i düşünüyordu. Ama o