Kayıtlar

Mayıs, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İDAM SEHPASINDA KONÇERTO...

Resim
Adı Joaguin Rodrigo Vidre idi. 22 Kasım 1901 ’de İspanya ’nın Valencia kentinde doğmuştu. Henüz 3 yaşındayken, difteri salgını nedeniyle gözlerini yitirdi. Ancak müziğe çok meraklıydı. Bunu farkeden ailesi çocuklarını 8 yaşında keman ve piyano eğitimine başlattı. Daha 18 ’ine girmeden armoni ve kompozisyon dersleri aldı. Kısa sürede notalarla dans etmeye başladı. Piyano virtüözü olduktan sonra onlarca klasik esere imza attı. Adı artık duyulmaya başlamıştı. 1925 ′te yani 22 yaşında orkestra için bestelediği “Beş Çocuk “ parçası ile İspanya Ulusal Ödülü’ nü kazandı. Bu yurtdışında eğitimi için burs demekti. Burslu olarak Paris’ e gitti. Fransa 'da önemli isimlerden dersler aldı. Dört yıl sonra kendisi gibi piyano virtüözü olan güzel bir genç kıza gönlünü kaptırdı. Kızın adı Victoria Kamhi ’ydi. İstanbul’ dan çok tanınmış bir annenin kızıydı. Valencia ’da evlendiler. Victoria Kamhi , Rodrigo ’nun gözlerinin görmemesi nedeniyle kariyerine so

TÜRKİYE'NİN BİR NUMARALI KADINININ SIRLARLA DOLU YAŞAM ÖYKÜSÜ.

Resim
Adı Sekine Kankotan 'dı. Henüz çocuk yaşta dünyalar güzeli bir kızdı. Munzur' un eteklerinde Hozat 'ta yaşıyordu.. Ağzunik köyünde.. Bir kuzusu vardı.. Hergün onu kovalar, yakalamaya çalışırdı.. Yabani meşe palamutlarının, kengerlerin arasında koşardı. 1937 yılının son aylarıydı.. Bir gün dağlardan kurşun sesleri gelmeye başladı. Köpek havlamaları silah seslerine karışıyordu. Munzur 'un zirvelerinde tayyareler dolaşıyordu. Bomba sesleri, pepuk kuşlarını susturuyordu. Bütün köy Aliboğaz 'da bir mağaraya saklandılar. Mağarada 300 kişi kadardılar. Ancak askerler buldu onları. İçeriye bomba attılar. Dışarı çıkanları zincirle birbirine bağladılar. Sonra bir çukura götürüp, makinalılarla taradılar. Kurşun sesleri, çığlık seslerini bastırdı. Kekik kokuları yerini barut kokusuna bıraktı. Kız çocukları hariç herkesi öldürdüler. Olaylar bittikten sonra çevreden gelen yakınları Sekine'yi aradı. Annesi, babası öldürülmüştü ama Sekine Kankaton kayıptı. Çukurlara, mağa

"ALLAHSIZ, KİTAPSIZ" DEDİLER CENAZESİNİ BİLE YIKAMADILAR.

Resim
Türkiye’nin karanlık yılları.. Kardeşin kardeşe kırdırıldığı yıllar. CIA’ nın ortadoğu şefi Paul Henze ’nin ABD başkanı Jimmy Carter ’a “Bizim oğlanlar yaptı” dediği 80 darbesine daha bir yıl var. 1979 yani. Karadeniz 'in şirin beldesi Fatsa 'da belediye başkanı seçimi vardı. Ankara seçimi iki kez ertelemiş ama engelleyememişti. Sonunda Fatsalılar sandığa gitti. Sandıktan bağımsız aday Fikri Sönmez çıktı. Üstelik ezici bir oyla; 3096. CHP, Adalet Partisi, MHP ve MSP'nin oylarını toplasan Sönmez'e yetişemiyordu. Artık Fatsa'nın yeni başkanı Fikri Sönmez 'di. Mesleği terzi olduğu için kendisine " Terzi Fikri" derlerdi. Sosyalist bir insandı. *. *. * Terzi Fikri göreve gelir gelmez Fatsa ’da halk komiteleri kurdu. Halkın direkt yönetime katılmasını sağladı. En önemli sorun çamurdu. Halkla birlikte bir haftada Fatsa ’nın tüm çamurlu yolları yenilendi. Özellikle fındık üreticilerin sorunlarıyla ilgilendi. Aracıların, komisyoncuların önünü kesti

BİRİ İDAM SEHPASINDA ÖLDÜ, DİĞERİ CUMHURBAŞKANI OLDU

Resim
İki genç insan. Birinin adı Deniz Gezmiş 'ti. Ankara 'dan. Diğerinin Abdullah Gül . Kayseri 'den. 1960 ’lı yılların sonralarında yolları İstanbul Üniversitesi 'nde kesişti. Hukuk Fakültesinde okuyan Deniz Gezmiş sol görüşlüydü. Öğrenci lideriydi. Fikir Kulüplerinin önde gelen isimlerinden. İktisat Fakültesinde okuyan Abdullah Gül ise sağ görüşlü. Milli Türk Talebe Birli ği üyesi. İslamcı grubunun Akıncılar cephesinden. Yıl 1968' di. Temmuz sıcağı.. Amerikan 6. Filosu   İstanbul boğazındaydı. Savaş gemileri Dolmabahçe açıklarına demir atmıştı. Amerikan askerleri karaya çıkmış, İstanbul genelevlerinde cirit atıyordu. Yanki, Yüksek Kaldırım 'da ve Beyoğlu Abanoz Sokak 'ta zevk alemleri yaparken, polisin dışarda onların güvenliğini alması bardağı taşırmıştı. Tepki büyüktü. Sol görüşlü öğrenciler "6.Filo Defol" mitingleri yapıyordu. Sağ görüşlüler ise buna karşı çıkıyordu. Bazıları 6. Filo’nun gem

KNİDOS’TAN ÇALINAN 2000 YILLIK BİR SUNAK TAŞININ İLGİNÇ HİKAYESİ

Resim
1988 yılıydı. Yağışlı,fırtınalı bir kış günü. Ege ve Akdeniz 'in hırçın dalgaları Knidos sahillerine vuruyor. Berbat bir hava. O gün ören yerinde in cin top atıyordu. Knidos nedense boş bırakılmıştı. Geçici jandarma karakolu kapatılmış, koya teknelerin girmesi yasaklaşmış, köylünün keçilerini otlatması bile engellenmişti. Marmaris Müzesi ’ne bağlı iki gişe görevlisi de akşam saat 17.00’de paydos etmişti. Antik kenti soysalar, kimsenin haberi olmazdı. Soydular. Kimsenin haberi olmadan soydular! Hava kararmak üzereyken bir kamyon gizlice ören yerine girdi, Apollon Tapınağı ’nın hemen yanından bunun 600 kilo ağırlığındaki mermer sunak taşını çaldı. Sunak, Roma dönemine aitti. En az 2000 yıllık. Dönemin Balıkaşıran Gazetesi Üzeri bir koç kafası ve girlantlarla(*) süslenmişti. Kamyon yükünü alır almaz tam gaz yarımadayı terketti. Tek girişli olan Datça Yarımadası ’nda böyle bir tarihi eser kaçakçılığı, cesaretten çok hırsızın arkasının güçlü ol