"BU ÜLKENİN DENİZİ DE, KERİZİ DE BİTMEZ!"
1950 ’lerde bir “ Sülün Osman ” vardı. Sahtekarların kralıydı. Beyoğlu ’nda işleyen tramvayı, Galata Kulesi ’ni, Eminönü meydanındaki saati, şehir hatları vapurlarını uyanık geçinen saf vatandaşlara satıyordu. Vatandaşın çok parası yoksa kiralıyordu! Taksim Meydanı 'na paspas seriyor, üstünden geçenlerden ' burası benim ' diyerek para alıyor, daha sonra ''Ne kadar kazanıyorsun sen buradan'' diye soranlara komple Taksim Meydanı 'nı satıyordu. İzmir Saat Kulesi' ni bile sattığı söylenir. Çok kişinin canını yaktı. Ama uyanık dediler. Gazetelerde manşetlere çıkardılar. Filmini çektiler. Yetmedi. Hapishanede “ Alınteri ile Yaşamak” konulu konferans verdirdiler. Sülün Osman ’dan sonra bir Raki çıktı ortaya. Dolar t aşımanın suç olduğu yıllarda Almancı veya Amerikalı kılığında büyük otellerde bavulla döviz satarak çok kişiyi dolandırmıştı. Karaborsa döviz almak suç olduğundan kimse şikayet edemiyordu. Sonra