ŞÖVALYE VALİ İLE DON KİŞOT KAYMAKAM


“Yiyin efendiler yiyin, bu memleket sizin.”
Tevfik Fikret 


1970'lı yılların başı.
Dönemin bazı generalleri, bakanları, milletvekilleri ve bürokratları bir anonim şirket kuruyor.
Şirketin hedefi Türk turizmine katkı!.
Ege kıyılarında arsa arıyorlar.
"Tatil Sitesi" yapmak için.

*. *. *

O günlerde Datça yarımadası henüz el değmemiş bir doğa harikası.
Hele iki koyu var ki; cennet.
İkisi de ormanlarla kaplı.
İkisinin de harika kumsalı var.
Denizleri akvaryum.
İkisinde de yeşil ile mavi kucaklaşıyor.
Üstelik Datça’ya 30, Marmaris’e 40, Muğlaya 95 km uzaklıkta.
İşte şirket bu arsaya göz dikiyor.

*. *. *

Ama arazi kamunun.
Özel mülkiyet değil.
Üstelik o tarihte tapu da yok.
Köy senedi.
Bu yüzden yüzölçümü de belirsiz.
Şöyle yazıyor senette.
"Güneyi lebi derya (deniz) , kuzeyi cebel (dağ) , doğusu orman, batısı orman."
İşte böyle bir arazi.
Üst düzey devlet memurlarının kurduğu turizm şirketi(!) araziyi devletten almak zorunda.




İşte bu aşamada dönemin Muğla valisi giriyor devreye.
Vali kıyıların turizme açılmasını isteyen biri.
Bu konuda geçmişten de tecrübeli.
Üstelik Fransa'dan "Legion d' honneor" nişanlı.
Şövalye (Chevalier) madalyalı.
Vali, hemen tapu kadastroyu çağırıyor.
Arazinin ölçümünü yaptırıyor.
Sınır kazıklarını çaktırıyor.
Ve kamunun malını özel şirkete veriyor.

*. *. *

Ardından iş makinaları giriyor ormana..
Ev yapılacak yerler belirleniyor.
Ağaçlar birer birer kesiliyor.
Henüz tapu işlemleri bitmeden inşaatlar başlıyor.
Kıyı yönetmeliğine göre kıyıdan 100 metreye kadar çivi çakılamaz.
Ama dinleyen kim?
Kumsal kazılıyor, temeller atılıyor.
Cennet bir şantiyeye dönüyor.

*. *. *

İşte tam bu sırada Datça Kaymakamı çıkıyor ortaya.
Jandarmayı alıp, basıyor inşaat alanını.
Yönetmeliklere aykırı bu iş diyor.
İnşaatı yapanlar direniyorlar.
"Muğla valisinin izni var" diyorlar.
Kaymakam idealist bir insan.
"Eğer vali bey inşaata devam etmek istiyorsa, bana yazılı emir versin" diyor.
İnşaatı durduruyor.
Makinaları araziden dışarı çıkartıyor.
Sonrası ne oluyor biliyor musunuz?.
Cervantes'in romanındaki gibi.
Şövalye madalyalı vali kazanıyor.
Don Kişot kaymakam kaybediyor.
Kaymakam sürgün yiyor.
Cennet ise tatil köyü oluyor.

*. *. *

İşte o tatil sitesi Datça'nın en güzel yerinde kurulan ünlü Aktur.
Toplam 1285 haneli.
Evlerin ortalama değeri 1,5 milyon lira.
İlk sahipleri 1970'lerin güç odakları..
Tatil Köyü'ne öncülük eden dönemin Muğla Valisi Özer Türk.
İnşaata karşı çıktığı için sürgün yiyen Datça Kaymakamı ise Nihat Öner.

*. *. *

İşte şövalye madalyalı vali ile Don Kişot Kaymakamın hikayesi böyle.
Miguel De Cervantes'in romanında Don Kişot şöyle der.
"Ben vicdanımın bana emrettiği şeyi yaparım."





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AHMET KAYA İLE FİKRET KIZILOK TAŞLAMASI

..VE O ANDA GÖKTEN BİR GEYİK DÜŞTÜ.

TÜRKİYE'NİN BİR NUMARALI KADINININ SIRLARLA DOLU YAŞAM ÖYKÜSÜ.