Kayıtlar

Haziran, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

GÜLE GÜLE BİJO

Resim
13 yıl birlikte olduk onunla. Dile kolay 13 yıl. Ne o benim köpeğimdi, ne de ben onun insanı. Sadece aynı sürünün farklı bireyleriydik. Ailenin farklı fertleri. Evrimimiz farklıydı. Dillerimiz de farklı. Ama aynı kökten geldiğimiz o kadar belliydi ki. Aynı dili konuşmasak bile aynı duyguları yaşadığımızı biliyorum. Gözlerinden biliyorum. O gözler 13 yıl boyunca sevinç, üzüntü ya da mutluluğu en kestirme ve en net şekilde anlattı. İçten ve yalansızdı. Biz gözlerimizle anlaştık hep. Aynı gökyüzünün altında, aynı havayı soluyup, aynı suyu içerek, gözlerimizle konuştuk. İşte o gözler son günlerde bir başka baktı. Son günlerde o gözlerde acı ve hüzün vardı. Nedeni yaşlılık ve kahrolası hastalıktı. Bir karar vermek gerekiyordu. Çok zor bir karar. Gönül istemese de, mantık artık yolun sonu diyordu. Fazlası ona haksızlıktı. Fazlası 13 yıl yaşananlara haksızlıktı. Bugün son kez konuştuk gözlerimizle. Ve vedalaştık Bijo 'm ile. Güle güle ailenin mutluluk hormonu. Güle güle kızımın gençlik

CAN YÜCEL'DEN BUGÜNE KADAR HİÇ BİR YERDE YAYINLANMAMIŞ DÖRTLÜK

Resim
Tarih 29 Eylül 1998 'di. Uzun bir süredir Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi 'nde tedavi gören şair, düşün insanı ve hiciv ustası Can Yücel taburcu olmuş, İzmir Özbek 'teki evinde istirahate çekilmişti. Medya Can Yücel' in peşindeydi. O günlerde gazeteler ve gazeteciler arasında büyük rekabet vardı. Yandaşlık ve yalakalık bu kadar yaygın değildi. Bugünkü gibi tek havuzdan haberler alınıp yayınlanmazdı. Aksine her gazete özel haber peşinde koşardı. O yüzden bütün gazeteciler Can Yücel ile hastaneden sonra ilk röportajı yapmak için amansız bir yarışa girmişti. Yücel ailesinin evinde telefon susmak bilmiyordu. Nesrin Çoşkun Sonunda Hürriyet Gazetesi İzmir bürosundaki dostlarım muhabir Nesrin Çoşkun, Mine Özgüven ve fotomuhabiri Aykut Fırat randevu almayı başardı. Büyük bir heyecanla Can Yücel 'in Urla Özbek'teki evine gittiler. Kendilerini Güler Yücel karşıladı. Bahçede oturdular. Biraz sonra Can Yücel geldi

BİR TAMAMA GEÇTİ BU DÜNYADAN, BİNLERCE TAMAMA GİBİ.

Resim
"Düşün uzay cağında bir ayağımız   Ham çarık kıl çorapta olsa da biri. Düşün olasılık, atom fiziği  Ve bizi biz eden amansız sevda. Atıp bir kıyıya iki zamanı.  Yarının çocukları gülleri için. Herbirinin ayva tüyü için çilleri için. Koymuş postasını  Görmüş restini. He canım  Sen getir üstünü." Oy Havar diyordu Ahmed Arif , Oy Havar. *. *. * Yıl 1909 'du. Uzay bilimci Percival Lowell Neptun'ün ilerisinde bir gezegen tesbit ettiğini açıklamıştı. Çok önemli bir buluştu. İnsanoğlu uzay çağındaydı. Artık güneş sisteminin sınırlarını zorluyordu. Aynı günlerde Giresun 'un şirin beldesi Espiye 'de bir kız dünyaya geldi. Anne Kyriaki ve baba Papayiannis 'in çoçuğuydu. Erkek olmasını çok istemişlerdi. Çünkü Marigoula ve Symela isimlerinde iki kızları daha vardı. Vaftiz töreninde baba Papayiannis yeni doğan kızının adını “Tamama” koydu. Tamama Rumca bir isim değildi. Türkçe'den türemişti. Papayiannis kızgınlığını, “yeter,