23 Şubat 2025 Pazar

KOPMUŞ BEDENLER KAYBOLAN HAYATLAR


Onlar, artık eksik olan bedenleriyle savaşa geri dönen adamlar… Kolları ve bacakları kopmuş, ama ruhları hala ayakta. Et ve kemikten yoksun kaldıkları her santimetre, kararlılıkla doldurdukları bir boşluk. Çünkü savaş, yalnızca mermilerle delik deşik olmuş bedenleri değil, ruhları da törpülüyor. Ve onlar, kaybettikleri her uzuvla daha da eksilmelerine rağmen, savaştan geri adım atmayı kendilerine yediremiyor.

Cephede yankılanan patlamalar, göğe yükselen duman, kurşunların ıslık gibi vızıldadığı ölümcül bir melodi... Zaman, Ukrayna topraklarında kanla yazılmış bir döngüye sıkışıp kalmış gibi. Üç yıl boyunca, her yeni gün, yeni kayıpların habercisi oldu. 46.000 asker toprağa düştü, 380.000’i sakat kaldı. Ama asıl dehşet, bu rakamların ötesinde saklı. Kopmuş bacakların, parçalanmış kolların, boşluğa bakan gözlerin ardında yatan hikayeler gerçek trajedi.

Savaş, insanın sadece bedenini değil, zihnini ve kalbini de parçalara ayırır. Ve bu adamlar, cepheye döndüklerinde, sadece bir düşmana değil, bir gölgeye, bir hayalete karşı savaşıyorlar,
kendi kayıplarının, eksikliklerinin ve hayatta kalmanın ağırlığının yarattığı bir hayalete.

Bazıları savaş alanına koltuk değnekleriyle dönüyor, bazıları protez bacaklarla. Ellerini kaybedenler, silahları tutamayınca onları kullanmayı öğrendikleri her yeni yöntemle baştan yaratıyorlar kendilerini. Çünkü onlara göre savaş, bir çift el ya da sağlam bacaklarla verilecek bir mücadele değil, iradenin en büyük sınavı. “Kollar ve bacaklarla dövüşmek herkesin yapabileceği bir şeydir,” diyor içlerinden biri. “Onlarsız dövüşmek ise bir meydan okumadır.”

Ancak her biri hemfikir. Savaş bittiğinde, bu lanetli üniformayı bir daha giymeyecekler. Çünkü hiçbiri asker olarak doğmadı. Onlar, sevdiklerini, ailelerini, çocuklarını korumak için silah kuşanan sivil insanlar. Fakat savaş onları kendine hapsetti; ölüm onları almadan, yaşam onları bırakmadı.

Ve savaş… Bitmek bilmeyen savaş, eksik uzuvları, kopmuş bedenleri, kaybolan hayatları unutarak devam ediyor. Ölüm, bir istatistik; acı, bir alışkanlık; kayıp, bir kader artık. Dünya sessizce izlerken, onlar savaşın derin yaralarını vücutlarında taşıyor, toprağa düşene dek savaşmaya devam ediyorlar.
Kaynak: The Independent

Öne çıkan

KOPMUŞ BEDENLER KAYBOLAN HAYATLAR

Onlar, artık eksik olan bedenleriyle savaşa geri dönen adamlar… Kolları ve bacakları kopmuş, ama ruhları hala ayakta. Et ve kem...