DEVLETİN BİZİ KORUMASINI DEĞİL DEVLET KAVRAMININ KORUNMASINI İSTİYORUZ.
Tarih 14 Eylül 1955 'ti. 65 yıl önce. Kaç gündür uykusuzdu. Korku, endişe ve çaresizlik içinde umuda sarılmak istiyordu. O gün de heyecandan sabaha kadar uyuyamamıştı. Gün ağarmadan kalktı, yüzünü yıkadı, işe bir an önce gidebilmek için kendisini sokağa attı. Her zamanki gibi Sıraselviler 'den İstiklal Caddesi 'ne yürüdü. Bu cadde onun mutluluk hormonu gibiydi. Her sabah esnafla günaydınlaşır, hal hatır sorar, dert dinlerdi. Çoğu arkadaşı, akrabasıydı. Bazen oturup, çaylarını, kahvelerini içerdi. Ama son bir haftadır kimseler yoktu kocaman caddede. Sağlı sollu tüm dükkanların camları kırılmış, yağmalanmıştı. Dükkan sahipleri canlarını kurtarmak için kaçmıştı. Ortalık yağmadan kalan çöplerden geçilmiyordu. Bir kaç çöpçü artıkları topluyordu. Devrilmiş arabalar lastiklerine kadar soyulmuştu. Güzelim cadde enkaz halindeydi Baktıkça morali bozuldu, adımlarını hızlandırdı, bir an önce işe varmak istedi. Gazeteciydi kendisi. İstanbul 'da yayın yapan Rum Gazetesi Embros '