Bir piyanoyu neden susturmak ister bir rejim?
Bu sorunun cevabı, sadece müzikte değil, müziğin taşıdığı anlamda gizli. Çünkü bazı melodiler, yalnızca notalardan oluşmaz; tarih taşır, direniş taşır, umut taşır.
1930’ların Almanyasında piyanist Grete Sultan, Yahudi olduğu için sahnelerden men edildi. Onu susturmak isteyen rejim, sadece bir sanatçıyı değil, onun kimliğini, inancını ve düşüncesini de bastırmak istiyordu. Sultan, sonunda ABD’ye göç ederek piyanonun başında yeniden var oldu. John Cage’in kendisine ithaf ettiği eserler, onun susturulamayan sesinin nişanesi oldu.
Dün yaşanan bir başka olayda, bu kez Türkiye’de bir piyanist sahneden indirildi. Gezi'den de tanınan Alman piyanist Davide Martello, Kadıköy’de bir meydanda piyano çalmak istedi. Ne pankart taşıdı ne de slogan attı. Fakat yine de polis müdahalesiyle karşılaştı. Tutuklanan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na destek amacıyla geldiği açık olan bu performans, politik bir eylem sayıldı.
Sonuç: sınır dışı edildi. Bir süre piyanosuna el kondu, römorkuna zarar verildi.
Bazen bir piyano, konuşmaktan daha gürültülüdür. Tıpkı Grete Sultan gibi, Martello da bir coğrafyada sanatçının sesinin neden bastırıldığını bize yeniden hatırlattı.
Bu çağda hala bir müzik aletinin yasaklanabildiği bir gerçekse, asıl tehdit piyano değil, onun söylemeye cesaret ettiği şeydir.
Bazen bir piyano, konuşmaktan daha gürültülüdür. Tıpkı Grete Sultan gibi, Martello da bir coğrafyada sanatçının sesinin neden bastırıldığını bize yeniden hatırlattı.
Bu çağda hala bir müzik aletinin yasaklanabildiği bir gerçekse, asıl tehdit piyano değil, onun söylemeye cesaret ettiği şeydir.