2 Ocak 2025 Perşembe

TEL ÜSTÜ SOHBETLERİ

Serin bir kış sabahıydı. Gün doğarken gökyüzü pembe ve turuncu tonlarla süslenmiş, güneşin ilk ışıkları bir çift kumruyu aydınlatıyordu. Bu kumrular, köyün hemen yanındaki eski telefon tellerine tünemiş, yan yana duruyorlardı. Biri gri tüylerini hafifçe kabartmış, diğeri başını yana eğmiş, sanki derin bir düşünceye dalmış gibiydi.

Kumrular, insana benzeyen bir içgüdüyle, doğanın bir parçası olduklarını hissettiriyordu. Birazdan köyden dumanlar yükselecek, tarlalardan insan sesleri duyulacaktı. İnsan, bu toprakların efendisi gibi görünse de, kumrular bu düşünceye karşı çıkıyor gibiydi. Tellerin üzerine tünemiş bu iki kuş, insanla doğa arasındaki bağın sessiz bir tanığıydı.

Köyün küçük çocuğu Ali, avluda koştururken onları fark etti. O sabah, dedesi ona doğanın nasıl bir bütün olduğunu anlatmıştı. Dedesinin kelimeleri hâlâ aklında yankılanıyordu: "Kuşlar özgürdür, torunum. Ama insan, kendi yaptığı şeylerle zincirlenir. Toprak onun değildir, o toprağın bir parçasıdır."

Ali, kumrulara baktı ve içini bir huzur kapladı. O kuşların gözünden, insanoğlunun kendini doğadan nasıl ayırdığını görmeye çalıştı. Kumruların bir telde, bu kadar yakın ama bir o kadar da özgür duruşu, ona insanın kaybettiği bir şeyi hatırlatıyordu. İnsan, doğayla yan yana durmayı unutmuştu. Oysa kuşlar, tellerle gökyüzü arasında gidip gelirken, her şeyin bir arada var olabileceğini gösteriyordu.

O sabah kumrular, tellere tünemiş basit iki kuş gibi görünüyordu. Ama gerçekte, insana ait olmayan bir dünyanın, birliğin ve uyumun şarkısını söylüyorlardı. Ali bunu anladı, dedesinin dediği gibi, toprağa bakıp eline bir avuç toprak aldı. Belki insan, bu toprağı sadece kirleten değil, onunla yeniden uyum içinde yaşayan biri olabilirdi.

Kumrular kanatlandı. Gökyüzüne doğru süzülürken, bir an için tarlaların, dağların ve köyün tamamını kucakladılar. Ve insan, bu iki küçük kuşun ardında bıraktığı sessiz mesajı anlamayı bekliyordu. Belki de her şey, yeniden bir parçası olmaya karar verdiğimizde değişecekti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Öne çıkan

CENNETTEN KOVULANLARIN CEHENNEMİ

Dünyanın kadim bir köşesinde, bir kabilenin yaşadığı sakin topraklar vardı. Bu topraklar, nehirlerin fısıldadığı, rüzgârın ulu ...