AH O PALAMUT AĞACI

Eskiden palamut ağaçlarıyla doluymuş, Datça'nın güzel koyu.
O yüzden Palamutbükü denmiş.
Zamanla kesilmiş o palamutlar.
Yerlerine badem dikilmiş.
Şimdi parmakla sayılacak kadar azlar.
Ama dev palamutlar.
Tepelerde.
Kumyer Köyü'nde.
Zamana meydan okur gibiler.
Heybetliler.
Aşağıda güzelim Palamutbükü'nü seyrediyorlar.
Atinalı tarihçi Thukidides ile sanat tarihçisi George E.Bean'a göre onların bugün durduğu yerlerde antik çağın çok önemli bir kenti vardı.
Adı Triopion'du.
"Üç yöne bakan" demekti.
En yukarıda görkemli bir akropolisi.
Asklepios kutsal alanı.
Ve gür suyu olan bir pınar.
Pınarın üzerinde de muhteşem bir köprü.
Hayat vardı o palamut ağaçlarının altında.
Kim bilir kaç aşık oturmuştu onların altına?
Kaç ozan şarkılar söylemişti?
Kimler piknik yapmıştı kim bilir?.
Triopion'da Dor Hexapolisi (Altı kent birliği)nin Doreia festivalleri düzenlenirdi..
Müzikal ve sportif yarışmalar yapılırdı..
Sporcular kazandıkları madalyaları Apollon Tapınağı'na bırakırdı..
Bir defasında Halikarnas'lı Agasikles, kazandığı Tripod'u (üç ayaklı sehpa) kentine götürmek istedi.
Kabul etmediler..
Bu yüzden Halikarnas(Bodrum) Altı Kent Birliği'nden çıkarıldı.
Triopion'da bir de hipodrom vardı..
At yarışları yapılırdı.
Kıyıda, Palamutbükü'nde bir limana sahipti..
468'de Atinalı komutan Kimon'un donanması üs olarak kullanmıştı..
1956'da bir binbaşı liman kalıntılarını keşfetti.
Birkaç savunma burcu hala görülüyor.
Cıvıl cıvıldı Triopion.
Şimdi harabe.
Bir kısmı toprak altında.
Toprak üstündekiler sessiz, virane.
Mermerleri tıpkı Knidos gibi İstanbul saraylarında kullanıldı.
Sadece palamut ağaçları ayakta kaldı.
Parmakla sayılacak azlar.
Acaba o günlerden bugüne kaçıncı kuşaklar!
Ve en önemlisi.
Kesilmeden daha kaç yıl yaşayacaklar.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AHMET KAYA İLE FİKRET KIZILOK TAŞLAMASI

..VE O ANDA GÖKTEN BİR GEYİK DÜŞTÜ.

TÜRKİYE'NİN BİR NUMARALI KADINININ SIRLARLA DOLU YAŞAM ÖYKÜSÜ.