HİKMET KARAMAN VE O'NUN GİBİLER.


Yıllar öncesi.
Bir kış günü.
Lig Tv'de haber müdürüyüm.
Sabah erken saatlerde teknik direktör Hikmet Karaman'ı aradım.
O günlerde bir Anadolu takımının başında.
Akşam Fenerbahçe ile maçları var.
Çalıştığı kulüpte futbolcular aylardır maaş alamıyor.
Yönetim hiç bir şeyle ilgilenmiyor.
Tesisler dökülüyor.
Yatakhane, duşlar rezalet durumda.
Yemekler berbat.
Hikmet Karaman telefonu açtı, sesi hayalet gibi.
Yorgun, bitkin ve coşkusuz.
Oysa hep yüksek sesle konuşurdu.
"Hayrola hocam" dedim.
"Ya arkadaş bizim çilemiz nedir böyle?.Gece kamp yaptığımız kulüp tesislerinin kalorifer dairesinde yangın çıktı. itfaiyeyi aradık, gelmedi. Tüm takım sabaha kadar yangını söndürmek için uğraştık. Takım kahvaltıyı bile yarım yamalak yaptı ve biz 7 saat sonra maça çıkacağız."

Anlattıkları sürpriz değildi.
Sık yaşanan olaylardı bunlar.
Çünkü Anadolu Kulüplerinde çalışan teknik direktörler sadece futbolla değil bu tip sorunlarla uğraşıyorlardı.
Arkalarında 10-15 kişilik başkan ve yönetim kurulu varmış gibi gözüküyordu ama yoktu.
Onlar dekordu.
Dekor gerçeğe uyum göstermiyordu.
Anadolu kulüplerinde çalışan hocalar aslında tek başınaydılar.

İstanbul medyası onları görmezdi.
Seslerini duyuramazlardı..
Yaptıkları, başarıları kimsenin umurunda olmazdı.
Lobileri yoktu.
Varsa yoksa üç büyükler sayfalardaydı.
Onlar ülke futbolunu yöneten federasyonun bile üvey evladıydı.
Aralarında takım otobüsü idmana gidebilsin diye cebinden mazot koyan da vardı, tesislerdeki pislikler kapansın diye futbolcularla badana yapan da.
Parasını alamadığı için tesislere yemek vermeyi kesen şirketleri ikna etmeye çalışanlar da onlardı, ikna edemezse cebinden takıma yemek ısmarlayanlar da.
Böylesine zor şartlarda takımlarını ligde tutmaya çalışan hocalardı onlar.

İddia ediyorum, dünyanın en iyi teknik adamları gelse, bu hocalar kadar başarılı olamazdı.
Ben mesleği bırakalı 5 yıl oldu.
Umarım Anadolu kulüpleri artık değişmiştir.
Teknik adam sadece teknik adamlığını yapıyordur.

Nereden geldi bunlar aklıma?
Hikmet Karaman Kayserispor ile anlaşmış.
Kayseri yönetimi takımın küme düşme riskini görünce "Kurtar bizi Hikmet hoca" diyerek kapısını çalmış.
Doğru karar.
Doğru karar da neden sezon başında almazsın?
Bu sadece Kayserispor'un değil tüm kulüplerin geleneği.
Bir plan, program, sistem dahilinde teknik adam seçmek yerine, günlük sonuçlara göre günü kurtarma ilkelliği.
Hikmet Karaman'ı uzun yıllardır tanırım.
İlişkimiz gazeteci teknik adam ilişkisiydi.
Sonra televizyonda birlikte program yaptık.
İyi dost olduk.
Çalışkan, bilgili, kendisini sürekli yenileyen bir teknik adamdır.
Bilime önem verir.
Heyecanlı, hırslıdır.
Yenilgiyi kabul etmez.
Hep araştırır.
Dünya futbolunu, futbolcularını yakından takip eder.
Çalışmadığı dönemlerde yurtdışında maçları izler, beğendiği futbolcuları listesine not eder.
Kayserispor'un teklifini kabul etmeden önce Brezilya'daydı.
Brezilya kulüplerinin yapısını inceledi.
Demek istediğim şu.
Hikmet Karaman  gibi onlarca teknik adamımızın yabancı hocalardan bilgi ve yetenek açısından farkı yok aslında.
Aksine ülke şartlarında onlardan daha iyiler.
Daha duyarlı, daha ozverili, daha ekonomikler.
Yeter ki kulüpleri yönetenler uzun vadeli bir plan, program, sistem dahilinde görev versinler.
Günlük skorlarla günü kurtarmaya çalışmasınlar.
Çünkü kurtaramıyorlar.
Günümüz dünyasında "yerli ve milli" safsatasına inanmam ama futbolda kapıların Ersun Yanal, Hikmet Karaman gibi onlarca teknik adamımıza sonuna açılmasını isterim.
Yerli oldukları için değil, hak ettikleri için.
Torpile, adam kayırmaya, ahbap çavuş ilişkisine, yalamaya, yıkamaya, Ankara'dan atanmalara son verilsin artık.
Bilgi, yetecek, beceri ve çalışkanlık prim yapsın.
Çok mu şey istedik ne?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AHMET KAYA İLE FİKRET KIZILOK TAŞLAMASI

..VE O ANDA GÖKTEN BİR GEYİK DÜŞTÜ.

TÜRKİYE'NİN BİR NUMARALI KADINININ SIRLARLA DOLU YAŞAM ÖYKÜSÜ.