ERSUN YANAL VE DOSTLUK


Yıllar önce Lig Tv’de genel müdür yardımcısıyım.
Süper Lig maçlarını yorumlayacak bir teknik direktöre ihtiyacımız var.
Her hafta Maraton programına çıkacak, maçların analizlerini yapacak.
Bazı günlerde de naklen yayınlarda yorumcu olacak.
Sevilen, vizyon sahibi, duruşu olan, eyyam yapmayan, başarılı bir isim gerek.
İnce eleyip, sık dokuyoruz.
Tek tek isimleri gözden geçiriyoruz
O günlerde Ersun Yanal milli takımdan yeni ayrılmış.
Federasyonunun ve FETÖ'cü lobinin “Hakan Şükür’ü mutlaka kadroya al” baskılarına boğun eğmemiş ve istifayı vermiş, gitmiş.
Bizim için ideal isim.
Ancak.
Ersun Yanal o güne kadar hiç bir televizyonda yorumculuk yapmamış.
Acaba bu teklife sıcak bakar mı?
Üstelik Lig Tv yönetiminin bu konu için ayırdığı bütçe, Ersun Yanal kalitesinde bir isim için düşük.
Nasıl teklif edilir?
Ne der acaba?
Şansal abi (Büyüka) ile anlaştık ve teklif etmeye karar verdik.
Aradım.
Olayı anlattım,
Cevabı aynen şöyle oldu.
“Yorumculuk bugüne kadar düşünmediğim bir şey. Ancak Şansal abi ile sana hayır deme şansım yok. Bütün ekibimle birlikte size katkı vermeye hazırım. Bunu asla profesyonelce yapmam sadece dostluk adına yaparım. Lütfen bana vermeyi düşündüğünüz parayı her ay bir hayır kurumuna bağışlayın. Ne zaman işe başlıyoruz?”
Şaşırdım.
O güne kadar hangi teknik adamın kapısını çalsak, söze önce paradan başlardı.
Yanal hiç para konuşmadı.
Aksine ben verebileceğimiz ücreti daha açıklamadan, “hayır kurumuna bağışlayın” dedi.
Ertesi gün yardımcısı Volkan Kazak ve 3 kişilik istatistik ekibiyle birlikte işe soyundu.
Tüm maçların, tüm futbolcuların analizini yapıp, grafiklerini tasarlayıp, programa hazırladılar.
Yaklaşık 4-5 ay boyunca haftanın 3 günü bizimle birlikte oldular.
Ekrana renk kattılar.
Bir kuruş ücret almadan.
Sadece dostluk adına.

*. *. *

Meslek hayatımda kafa olarak çok iyi anlaştığımız futbol adamlarından biridir, Ersun Yanal.
Futbolun sadece futbol olmadığını bilenlerdendir.
Olaya sosyal, toplumsal ve bilimsel açıdan bakar.
İnek sütünün futbolcuya olumsuz etkisine kadar.
İş ahlakı vardır.
Bir kulüpte çalışmasa bile tüm maçları, tüm futbolcuları ekibiyle birlikte izler, bilgisayarda analizler yapar.
Vizyon sahibidir.
Türk futbolundaki aksaklıkları araştırır, nedenlerini saptar, çözüm yollarını önerir.
Entelektüeldir.
Çok kitap okur, araştırır.
Doğa severdir.
Yaylalara çıkar, denizlere dalar, gerekirse paraşütle atlar.
Hayvan severdir.
Mahallesindeki sokak hayvanlarını besler.
Yaşadığı çevreye duyarlıdır.
Hobileri vardır.
Ersun Yanal sadece bir futbol adamı değil, tepeden tırnağa bir yaşam insanıdır.

*. *. *

İstanbul’da biraraya geldiğimizde saatlerce konuştuğum insandı.
Datça’ya yerleştikten sonra o sohbetlerimizi özlemiştim.
Her ne kadar zaman zaman telefonla konuşsak da, o sohbetlerin yerini tutmuyordu.
Dün akşam sürpriz bir telefon geldi.
Arayan Ersun Yanal.
Sevinçle açtım.
Daha ben merhaba demeden müjdeyi verdi.
“Datça karasularına girdim, yarın sabah 2-3 saatliğine seni görmeye geleceğim.”
Sabah buluştuk.
Eski günleri yad ettik.
Futboldan, ülkenin durumundan, sanattan, kültürden, doğadan, kısacası her telden sohbet ettik.
Hasret giderdik.
Zaman nasıl geçti anlamadık.
Teknesindeki bir arıza nedeniyle Bodrum’a gitmesi gerekiyordu, vedalaştık.



Ersun Yanal ile ilişkim bir gazeteci-teknik adam ilişkisinden öte.
Tıpkı Nazım Usta’nın dediği gibi.
“Biz haber etmeden haberimizi alırsın,
Yedi yıllık yoldan kuş kanadıyla gelirsin.
Gözümüzün dilinden anlar,
Elimizin sırrını bilirsin.
Namuslu bir kitap gibi güler,
Alnımızın terini silersin.
O gider, bu gider, şu gider,
Dostluk, sen yanı başımızda kalırsın.”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AHMET KAYA İLE FİKRET KIZILOK TAŞLAMASI

..VE O ANDA GÖKTEN BİR GEYİK DÜŞTÜ.

TÜRKİYE'NİN BİR NUMARALI KADINININ SIRLARLA DOLU YAŞAM ÖYKÜSÜ.