Mısır'da Krallar Vadisi’nin taş tozuyla kaplı dar geçitlerinde, sabah güneşi altın rengi ışıklarını yeryüzüne döküyordu. Horemheb, sırtında alet çantasıyla diğer işçilerin arasına karıştı. Gözleri yorgundu, midesi ise üç gündür doğru dürüst bir şey yememişti. Bugün maaşlarının ödeneceğini umuyordu, çünkü evde bekleyen eşi Neferet ve iki küçük çocuğu artık açlıktan halsiz düşmüştü.
“Bugün tahıl gelir mi dersin, Horemheb?” diye sordu arkadaşı Khaemuaset, taş ustalarının toplandığı avluda.
Horemheb omuzlarını silkti. “Kim bilir? Belki de yine ‘Bekleyin’ derler.”
Derin bir iç çekiş yayılırken Amenmose adlı tecrübeli bir taş ustası, grubun önüne çıktı. Gözleri öfkeyle parlıyordu. “Kardeşlerim, bu böyle devam edemez! Üç ay oldu, tahıl ambarlarımız boş. Krallar Vadisi’nin en kutsal mezarlarını biz inşa ediyoruz ama çocuklarımız açlıktan ölüyor!”
“Ne yapacağız? Çalışmayı bırakırsak bizi kırbaçlarlar!” dedi bir başka işçi korkuyla.
Amenmose başını iki yana salladı. “Korkunun bizi kurtaracağını mı sanıyorsunuz? Bugün hep birlikte çalışmayı bırakıyoruz!”
Sessizlik bir an işçilerin arasında dolaştı. Horemheb, eylemin sonucunda ne olacağını düşündü. Ya kimse onların sesini duymazsa? Ya cezalandırılırlarsa? Ancak çocuklarının açlıktan ağladığı geceyi hatırladı ve yavaşça Amenmose’un yanında yer aldı. “Haklısın. Adalet için sesimizi yükseltmeliyiz.”
İşçiler, o gün çalışmayı bırakarak Krallar Vadisi’nin girişinde toplandılar. Ellerindeki taş aletleri yere bıraktılar, devasa mezarların gölgesinde bir oturma eylemi başlattılar. Rahotep adındaki tahıl yöneticisi durumu öğrenir öğrenmez öfkeyle çıkageldi.
“Nedir bu? Kim size çalışma izni vermedi de işi durdurdunuz?” diye kükredi.
Amenmose, öne çıkıp göğsünü gere gere konuştu.
“Maaşlarımız ödenmedi. Krallar Vadisi’nin en kutsal görevini biz üstleniyoruz, ama çocuklarımızı doyuramıyoruz. Hakkımız olanı istiyoruz!”
Rahotep alayla güldü. “Siz kimsiniz ki hak talep ediyorsunuz? Firavunumuz III.Ramses'in hizmetkârları olarak size sabır yakışır!”
Kalabalık homurdanmaya başladı. Horemheb’in içindeki öfke büyüdü. “Biz hizmetkâr değiliz, emekçileriz! Çocuklarımızın aç kalmasını sabırla mı izleyelim?”
Rahotep’in yüzü kıpkırmızı oldu, ama işçiler geri adım atmıyordu. Günler geçti, işçiler mezarları terk etti, halk arasında da bu eylem konuşulmaya başlandı. İşçilerle dayanışma göstermek için kadınlar ve çocuklar da protestoya katıldı. Neferet, Horemheb’in yanına gelerek omzuna dokundu. “Cesaretinle hepimizi onurlandırıyorsun" dedi.
Genç yazıcı Maatneferu, Rahotep’in tutumuna hayretle bakıyordu. İşçilerin taleplerini kaydetmekle görevliydi, ama içeriden bir şeylerin yanlış olduğunu fark ediyordu. Grevin dördüncü günü, yazıcı Maatneferu firavun III.Ramses'in temsilcilerine bir mektup yazarak Rahotep’in ambarlardaki tahılı sakladığını ve işçilerin haklarının ödenmediğini bildirdi.
Bir gün sonra firavunun temsilcileri Krallar Vadisi’ne geldi. Rahotep görevden alındı, işçilere hak ettikleri tahıl çuvalları ve yağ amforaları dağıtıldı. Horemheb, elindeki tahıl torbasıyla Neferet’in yanına koştu. Kadın, gözyaşları içinde torbaya sarıldı. “Başardık” dedi Horemheb, “birlikte başardık.”
Horemheb, o gece çocuklarını uyuturken yanan bir kandilin ışığında oturdu.
Rahotep alayla güldü. “Siz kimsiniz ki hak talep ediyorsunuz? Firavunumuz III.Ramses'in hizmetkârları olarak size sabır yakışır!”
Kalabalık homurdanmaya başladı. Horemheb’in içindeki öfke büyüdü. “Biz hizmetkâr değiliz, emekçileriz! Çocuklarımızın aç kalmasını sabırla mı izleyelim?”
Rahotep’in yüzü kıpkırmızı oldu, ama işçiler geri adım atmıyordu. Günler geçti, işçiler mezarları terk etti, halk arasında da bu eylem konuşulmaya başlandı. İşçilerle dayanışma göstermek için kadınlar ve çocuklar da protestoya katıldı. Neferet, Horemheb’in yanına gelerek omzuna dokundu. “Cesaretinle hepimizi onurlandırıyorsun" dedi.
Genç yazıcı Maatneferu, Rahotep’in tutumuna hayretle bakıyordu. İşçilerin taleplerini kaydetmekle görevliydi, ama içeriden bir şeylerin yanlış olduğunu fark ediyordu. Grevin dördüncü günü, yazıcı Maatneferu firavun III.Ramses'in temsilcilerine bir mektup yazarak Rahotep’in ambarlardaki tahılı sakladığını ve işçilerin haklarının ödenmediğini bildirdi.
Bir gün sonra firavunun temsilcileri Krallar Vadisi’ne geldi. Rahotep görevden alındı, işçilere hak ettikleri tahıl çuvalları ve yağ amforaları dağıtıldı. Horemheb, elindeki tahıl torbasıyla Neferet’in yanına koştu. Kadın, gözyaşları içinde torbaya sarıldı. “Başardık” dedi Horemheb, “birlikte başardık.”
Horemheb, o gece çocuklarını uyuturken yanan bir kandilin ışığında oturdu.
Adaletin, cesaretin, dayanışmanın ve işçinin emekten gelen gücünün neler başarabileceğini düşünüyordu. Bu, sadece bir zafer değil, aynı zamanda tarihe yazılmış bir ders olmuştu.
Günümüzde de bu dersi geçenler kazanıyor, diğerleri aç kalıyor.
NOT: Tarihin ilk bilinen işçi grevi 3000 bin önce Mısır'da firavun III.Ramses döneminde yaşandı. Grev, Deir el-Medina adlı işçi köyünde çalışan mezar işçileri tarafından düzenlendi.
Yüzlerce işçi düzenli olarak ödenmeyen maaşlarından ve erzaklarının eksikliğinden dolayı işi durdurdu. İlk başta direnen firavun ve adamları işçilerin kararlılığı karşısında geri adım atmak zorunda kaldı. Bu tarihi olay dönemin mezar yazıcısı Amunnakht tarafından kaleme alındı. Günümüzde "Turin Grev Papirüsü" olarak bilinen bu belge İtalya'nın Torino kentindeki Mısır Müzesi'nde (MuseoEgizio) sergilenmekte.
Günümüzde de bu dersi geçenler kazanıyor, diğerleri aç kalıyor.
NOT: Tarihin ilk bilinen işçi grevi 3000 bin önce Mısır'da firavun III.Ramses döneminde yaşandı. Grev, Deir el-Medina adlı işçi köyünde çalışan mezar işçileri tarafından düzenlendi.
Yüzlerce işçi düzenli olarak ödenmeyen maaşlarından ve erzaklarının eksikliğinden dolayı işi durdurdu. İlk başta direnen firavun ve adamları işçilerin kararlılığı karşısında geri adım atmak zorunda kaldı. Bu tarihi olay dönemin mezar yazıcısı Amunnakht tarafından kaleme alındı. Günümüzde "Turin Grev Papirüsü" olarak bilinen bu belge İtalya'nın Torino kentindeki Mısır Müzesi'nde (MuseoEgizio) sergilenmekte.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder