BİR ZAMANLAR FİLİSTİN
Tarih 5 Haziran 1967'di.
İsrail devleti Arap ülkelerine savaş açmış, Filistin'i kuşatmıştı.
Emperyaller İsrail'in arkasındaydı.
Dünya'da sosyalistler hariç kimsenin sesi çıkmıyordu..
Türkiye'deki devrimci gençler de buna kayıtsız kalmadı.
Hemen toplandılar, ortak bir bildiri yayınladılar.
Emperyaller İsrail'in arkasındaydı.
Dünya'da sosyalistler hariç kimsenin sesi çıkmıyordu..
Türkiye'deki devrimci gençler de buna kayıtsız kalmadı.
Hemen toplandılar, ortak bir bildiri yayınladılar.
"Bu savaş, yoksul Arap ülkelerinin saldırgan İsrail'e karşı yaptığı bağımsızlık savaşıdır. Bu savaşın kısa zamanda barışa ulaşması, haklıların saldırganlar karşısında haklarını elde etmesine bağlıdır. Bu savaşın uzaması, Ortadoğu ülkelerinin değil, petrol sömürüsünü sürdürmek isteyen ve iki tarafa da silah satan emperyalistlerin yararınadır. Bu nedenle Türkiye'deki üs ve tesisler, Arap ülkelerine karşı kullanılmamalıdır.”
Devrimci gençler bununla da kalmadı.
Akın akın Filistin halkının yardımına koştular.
El Fetih saflarında işgalci İsrail ordusuna karşı savaştılar.
Gidenler Türkiye İşçi Partisi üyeleriydi.
18-19 yaşında gençler Arap ulusunun bağımsızlığı için can verdiler.
Mustafa Çelik, Abdülkadir Yaşargün ve niceleri.
Filistin topraklarında İsrail askerinin kurşunuyla öldüler.
Akın akın Filistin halkının yardımına koştular.
El Fetih saflarında işgalci İsrail ordusuna karşı savaştılar.
Gidenler Türkiye İşçi Partisi üyeleriydi.
18-19 yaşında gençler Arap ulusunun bağımsızlığı için can verdiler.
Mustafa Çelik, Abdülkadir Yaşargün ve niceleri.
Filistin topraklarında İsrail askerinin kurşunuyla öldüler.
*. *. *
İki yıl sonrası.
1969'du.
Yine yaz ayları.
Türkiye'den Filistin'e akın sürüyordu.
Devletin yanındaki sağcı müslüman kesim İsrail zulmune sesini çıkarmazken, solcular ezilen Araplar'ın yanındaydı.
Deniz Gezmiş, Erim Süerkan, Fadıl Hasan, Cihan Alptekin, Ömer Erim, Kuydul Turan, Yusuf Küpeli gibi onlarca genç Amman'da Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi'ne katıldılar.
Onların ardından Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan gibi 3 bine yakın genç soluğu Filistin'de aldı.
Çoğu eğitimden sonra kaldı, savaştı.
Bazıları öldü, bazıları yaralandı, bazıları esir düştü.
Faik Bulut esir düşenlerden biriydi.
Sekiz yıla yakın İsrail zindanlarında yattı.
Onun şu sözleri hiç unutulmadı.
1969'du.
Yine yaz ayları.
Türkiye'den Filistin'e akın sürüyordu.
Devletin yanındaki sağcı müslüman kesim İsrail zulmune sesini çıkarmazken, solcular ezilen Araplar'ın yanındaydı.
Deniz Gezmiş, Erim Süerkan, Fadıl Hasan, Cihan Alptekin, Ömer Erim, Kuydul Turan, Yusuf Küpeli gibi onlarca genç Amman'da Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi'ne katıldılar.
Onların ardından Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan gibi 3 bine yakın genç soluğu Filistin'de aldı.
Çoğu eğitimden sonra kaldı, savaştı.
Bazıları öldü, bazıları yaralandı, bazıları esir düştü.
Faik Bulut esir düşenlerden biriydi.
Sekiz yıla yakın İsrail zindanlarında yattı.
Onun şu sözleri hiç unutulmadı.
"Bizler Filistin halkı için savaşırken, müslüman çevreler bize terörist diyordu.. Hamas kurulana kadar Filistin umurlarında bile değildi."
Ülkeye geri dönenlerin bazıları jandarma tarafından yakalandı.
Aralarında Hüseyin İnan da vardı.
Diyarbakır cezaevinde ağır işkence gördüler.
O günlerin merkez medyası gençlerin tutuklanmasını, "Diyarbakır Tıp Fakültesi'ne sabotaj yapmak isteyen teröristler yakalandı." diye duyurdu.
Manşetler kin kusuyordu.
"Teröristler Diyarbakır'ı kan gölüne çevirecekti!"
Medyanın yalan manşetleri üzerine Diyarbakır cezaevindeki gençler bir açıklama yapmak zorunda kaldı.
Aralarında Hüseyin İnan da vardı.
Diyarbakır cezaevinde ağır işkence gördüler.
O günlerin merkez medyası gençlerin tutuklanmasını, "Diyarbakır Tıp Fakültesi'ne sabotaj yapmak isteyen teröristler yakalandı." diye duyurdu.
Manşetler kin kusuyordu.
"Teröristler Diyarbakır'ı kan gölüne çevirecekti!"
Medyanın yalan manşetleri üzerine Diyarbakır cezaevindeki gençler bir açıklama yapmak zorunda kaldı.
"Öncelikle Türkiye halklarına şu noktayı kesinlikle açıklamak isteriz: Bizim şurayı ya da burayı bombalayacağımız, sabotaj yapacağımız iddiaları yalandır, kasıtlıdır, tertiptir..
Bu manşetler işbirlikçi iktidar yetkililerinin ve polisin kamuoyundaki maksatlı, asılsız suçlamaları, tertipleridir. Hiç şüphe yoktur ki, bu tertipler de diğerleri gibi er geç iflas edecektir..
Günlerce süren işkenceler ve insanlık dışı uygulamalar, adli makamlara ‘tahkikatı derinleştiriyoruz' şeklinde yansıtıldı. Bütün bunlar, altı günlük işkence, binlerce cop, sopa, küfür ve sayısız ifadeler, işbirlikçilerin ve ortaklarının çıkarlarını korumak içindi.
Biz, dünya halklarının baş belası emperyalizme karşı çarpışan Ortadoğu halklarının haklı mücadelesini desteklemek için Filistin'e gittik. Amacımız bir taraftan Arap halklarının kurtuluşunu desteklemek, diğer taraftan Türkiyeli devrimciler olarak bize düşen görevlerin bir kısmını yerine getirmekti.”
Bu manşetler işbirlikçi iktidar yetkililerinin ve polisin kamuoyundaki maksatlı, asılsız suçlamaları, tertipleridir. Hiç şüphe yoktur ki, bu tertipler de diğerleri gibi er geç iflas edecektir..
Günlerce süren işkenceler ve insanlık dışı uygulamalar, adli makamlara ‘tahkikatı derinleştiriyoruz' şeklinde yansıtıldı. Bütün bunlar, altı günlük işkence, binlerce cop, sopa, küfür ve sayısız ifadeler, işbirlikçilerin ve ortaklarının çıkarlarını korumak içindi.
Biz, dünya halklarının baş belası emperyalizme karşı çarpışan Ortadoğu halklarının haklı mücadelesini desteklemek için Filistin'e gittik. Amacımız bir taraftan Arap halklarının kurtuluşunu desteklemek, diğer taraftan Türkiyeli devrimciler olarak bize düşen görevlerin bir kısmını yerine getirmekti.”
*. *. *
O yıllarda İsrail'e gidenler arasında ilginç biri de vardı.
Adı; Sabetay Varol‘du.
Türk yahudisi bir sosyalistti.
Müslüman Filistinliler'i ezen İsrail devletine karşı savaştı.
"Zulüm bizdense ben bizden değilim" diyenlerdendi.
Çünkü onun için dil, din, ırk, renk ayrımı yoktu.
Sadece "ezen ile ezilen" vardı.
Ezilenin yanında olmayan da dilsiz şeytandı.
Adı; Sabetay Varol‘du.
Türk yahudisi bir sosyalistti.
Müslüman Filistinliler'i ezen İsrail devletine karşı savaştı.
"Zulüm bizdense ben bizden değilim" diyenlerdendi.
Çünkü onun için dil, din, ırk, renk ayrımı yoktu.
Sadece "ezen ile ezilen" vardı.
Ezilenin yanında olmayan da dilsiz şeytandı.
*. *. *
Nereden nereye.
Filistin'in bugünleri o günlerde yazıldı.
Türkiye dahil bu coğrafyada binlerce genç Amerikan ve İsrail Emperyalizminin ortadoğuya hakim olması için öldürüldü.
Katiller onların işbirlikçisi iktidarlardı.
Ve seslerini çıkarmayan milyonlar.
Şimdi Amerika ve İsrail bu topraklarda cirit atıyor.
Onlar zulüm kusuyor.
Filistinliler gözyaşı döküyor.
Bizimkiler de tekbir çekip, İsrail bayrağı yakmakla uğraşıyor.
Filistin'in bugünleri o günlerde yazıldı.
Türkiye dahil bu coğrafyada binlerce genç Amerikan ve İsrail Emperyalizminin ortadoğuya hakim olması için öldürüldü.
Katiller onların işbirlikçisi iktidarlardı.
Ve seslerini çıkarmayan milyonlar.
Şimdi Amerika ve İsrail bu topraklarda cirit atıyor.
Onlar zulüm kusuyor.
Filistinliler gözyaşı döküyor.
Bizimkiler de tekbir çekip, İsrail bayrağı yakmakla uğraşıyor.
Ne guzel yazilarinizi var. Emeginize saglik. Izin almadan paylasiyorum..umarim sakincasi yoktur
YanıtlaSil