YAŞADIĞIN MÜDDETÇE PARILDA


"Işılda, yaşadığın müddetçe parılda.
Gamı tasayı at bir kenara.
Yaşam dediğin böyle kısayken,
Ve her şey yenik düşerken zamana."

Böyle yazıyor bir mezar taşında.
En az 2 bin yıllık.
Kopenhag'da milli müzede sergileniyor.
Ziyaretçi akınına uğruyor.

*.  *.  *

Yıl 1883'tü..
Almanlar Aydın-İzmir tren yolunu yapıyordu.
Demiryolu Kestane dağlarının güney eteklerinden geçecekti.
Antik Tralleis kentinin yakınlardan.
İşçilerden birinin kazması mermer bir mezar taşına çarptı.
Hemen şirket yetkisi Edward Purser'e haber saldılar.
Pulser mezar taşını çıkarttı, gizlice İzmir'e götürdü.
Zaten bir kolleksiyoncuydu.
Tecrübeli bir tarihi eser hırsızıydı.
Çaldıklarını Buca'daki evinde gizliyordu.
Mezar taşı 1922 yılında önce İstanbul'a,  oradan da Stockholm’e kaçırıldı.


Alt tarafı bir mezar taşı diyebilirsiniz.
Türkiye'de binlerce var değil mi?
Ama bu öyle sıradan değildi.
Bu çok farklıydı.
Bu mezar taşı tarihin eksiksiz olarak bulunan ilk şarkısını üstünde taşıyordu.
Notaları ve sözleriyle birlikte.
Her hecenin üzerinde notası vardı.
Tralleisli bir aristokrat Seikilos'un eşi Euterpe’ye yazdığı bir şiirdi.
Antik Yunan lirik notalıydı.
Mezar taşının altında da şu açıklama yer alıyordu.
“Ben mermerden bir mezar taşıyım.. Seikilos beni buraya ölümsüz anısının sonsuz bir belirtisi olarak koydu."

*.  *.  *

Mezar taşı 1920'lerin sonunda tüm dünyaya tanıtıldı.
Adına "Seikilos'un Ağıdı"dediler.
Üzerindeki notaları ezgiye çevirdiler.
Defalarca farklı biçimde yorumladılar.
Avrupa müzik marketlerinde satışa çıkardılar.
En son 2010 yılında San Antonio Vocal Arts Ensemble tarafından tekrar yorumlandı.



1966 yılında Danimarka Ulusal Müzesi'nde sergilenmeye başlandı..
Müzenin en ilgi gören tarihi eserlerinden biri.
Bugün Avrupa'nın hangi müzesini ziyaret etseniz, bu topraklardan çalınmış bir tarihi eser görebilirsiniz..
Seikilos'un şarkısı da bunlardan biri.
Üzülmemek elde değil.
Ama insan düşünmeden de edemiyor..
Acaba, bu mezar taşı ülkemizden çalınmasaydı ne olurdu?
Bir evin duvarına mı konurdu, bir caminin temeline mi?.
Ya da Knidos anfitiyatrosunun mermerleri gibi Dolmabahçe Sarayı'na mı?
Neyse.
Canımızı daha fazla sıkmayalım.
Seikilos'un 2 bin yıl önce eşine yazdıklarına kulak verelim.

"Işılda, yaşadığın müddetçe parılda.
Gamı tasayı at bir kenara.
Yaşam dediğin böyle kısayken,
Ve her şey yenik düşerken zamana."

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AHMET KAYA İLE FİKRET KIZILOK TAŞLAMASI

..VE O ANDA GÖKTEN BİR GEYİK DÜŞTÜ.

TÜRKİYE'NİN BİR NUMARALI KADINININ SIRLARLA DOLU YAŞAM ÖYKÜSÜ.