SELAM OLSUN SANA PETRO KARDEŞİM





Sabah sabah bir not düştü, Messenger'da gizli mesaj bölümüne.
Biliyorsunuz, Facebook'ta arkadaşınız olmayanların mesajları gizleniyor.
Ancak, o bölümü açarsanız, okuyabilirsiniz.
Açtım.
Mesajı gönderen bizim devletin “gavur!” diye ayrıştırdıklardan.
Kafir diye hor görülenlerden.
İsmi Petro Bülbüloğlu.
Bir İstanbul Rumu.
1952 yılında Yedikule’de doğmuş, çok yoksul bir ailenin çocuğu olarak. 
Panagia Kilisesi'nin hemen yayındaki evde.
Bir Ruhban okulunda okumuş.
Henüz 3 yaşındayken. 6-7 Eylül’de ailesinin ve soydaşlarının uğradığı zulme tanık olmuş.

Korkudan günlerce ağlamış.
Sonra askerlik.
Ver elini Erzurum Aşkale.
Tam 20 ay askerlik yapmış bu vatana.
Herşeye rağmen “vatan sağolsun” diye diye.
Askerlik bitimi Kıbrıs Harekatı, karşılıklı ekilen düşmanlık tohumları sonunda terketmek zorunda kalmış vatanım dediği toprakları.
Babası biletleri borç parayla alabilmiş.
Sonra çalışıp borçlarını ödemişler. 
Almanya’da Frankfurt’ta yaşıyor.
Beni Facebook’tan tanıyor,  soydaşlarının paylaştığı yazılarımdan.
Geçtiğimiz hafta tatil için Yunanistan’a gitmiş Petro.
Ve onun soydaşı, benim çok değerli dostum Alekos Papadopulos’u arayıp bulmuş.
Tanışmışlar.



Saatlerce oturup sohbet etmişler.
Türkiye’yi İstanbul’u anmışlar.
Çocukluklarını, gençliklerini yadetmişler. 
Ve de ne mutlu ki, benim kulağımı da çınlatmışlar.
Sonra Petro bana bir mesaj atmak istemiş.
Sabah gelen mesaj bu işte.
Hala unutmadığı Türkçe’siyle yazmış.
Virgülüne, satırını dokunmadan sizlerle paylaşmak istiyorum. 

        

  

“Saygı değer SEDAT KAYA bey efendi . Adım petro istanbul yedikule Belgradkapı kilise yanı evde 1952 dogmuşum , Zamanın en fakir RUM aile Bireyinden biriyim. Önce size minnet borcumu ele aldıgınız , duyarlılıgınızı yansıtıgınız Eylül ayı 6 - 7 1955 vukutları için teşşekürlerimi dile getiriyorum .SAĞOLASINIZ.
SEVERiM EYLÜL ayını, 1 Eylül dünyada BARIŞ günüdür , akabinde 4 Eylül doğum günümdür .
6 - 7 Eylül ise bize yapılmış olan , büyük ACILARIN yaşandığı talihsiz gün. Doğup büyüdüğüm 20 ay vatani görevimi AŞKALE ERZURUM da yaptığım tarih 1972 dir . Ama burada tabii gerçek askerlikten bahis ediyorum acemi birliği , usta birliği , Kariyer zırhlı amfibik sürüçüsü , eğitim , tatbiat , sonbahar ve KAR , GECE ve GÜNDÜZ YÜRÜYÜŞLER , Nevzat BÖLÜGiRAY ,ın tugayında zor şartlarda bitirilmiş görev. TEKRAR almanya dönüşü bugüne dek.ARADAN eylül 1955 den bugüne , büyük sorunlar boğuşan bir TÜRKiYE.
iNANMIŞTIM AK parti diye adlandırılan bir yeni partiye . NETiCE, de AK lekesiz bembeyaz anlama gelen söze. SiZiN tarafınızdan dinlendirdiğiniz KARŞI KIYININ AK iNSANI SAYIN SAYGI DEĞER ALEKOS PAPADOPULOS bey efendi gibi . Yazınız akabinde tanıma fırsatı buldum , kendisi bana KARDEŞ GiBi kitabını hediye etti .ilk fırsatta TÜRKiYE tatilimde türkçesini alacagım . dürüst ,mütevazi , muhteşem güzel insanımız . Kendisi ile ONURLU,ve GURURLUYUM elini öpmüş olmanın mutluluğu içindeyim.imlâ hatalarımdan dolayı , eğer oluşmuş ise ÖZÜR dilerim . 10 gün önce beraber idik resmi HATIRA KALMASI dileğiylen gönderiyorum.
SEDAT bey biraz dağıtmış olabilirim kusura bakmazsınız , tahsilim az ilkokul sonrası işe ÇALIŞIP aileye katkı sağlamaktı.Dönüyorum AK partiye , komşularla SIFIR sorun , ERMENi , Kürt , alevi , işsizlik ,ekonomi , KIBRIS , EGE sorunları için ÇÖZÜM Vaatleri, inanmıştım reformlarla Avrupa hayali dahada yeşermişti. SONRASI HÜSRAN , BU günün gergin ortamı gözler önünde BARIŞA HASRETLiK büyüdü . Artık bir gün her şeyin daha güzel olması UMUDUNA kaldı . Neticede misafiriz  yeryüzünde kimsenin ölümsüzlüğü,  egemenliği söz konusu değil.Türkiye ve Yunanistanda  zelzele olduğunda  karşılıklı fedakârlılıklar.  normal yaşamdada  yaşanmalı diye düşünüyorum.
Başınızı şişirmiş olabilirim, onun için MAZUR görün beni . Ben GÂVUR .KEFERE , KÂFIR diye dışlanmama râğmen dogup büyüdüğüm topraklarda AZINLIK oluşturan DOĞU ROMA BIZANSLI RUM HRiSTIYAN ORTHODOKS olarak , yazma gereğini yerine getirdim. Size tekrar teşşekürler ediyor tüm ailenize saygi , sevgi , hürmetlerimizi sunuyoruz . 
Petro ve ailesi
Bir gün yolunuz Frankfurt, a düşerse evimin kapısı ardına dek AÇIKTIR .”

Düşünebiliyor musunuz?
Yüzünü görmediğim, sesini duymadığım bir insan Frankfurt’daki evimin kapıları sana açıktır diyor.
Ne kadar mutlu olduğumu, ne kadar umutlandığımı anlatamam.
Sevgili Petro.
Ben sana yüzlerce kez teşekkür ederim.
Egemenler halkları ne kadar birbirine düşürürse düşürsün, onlara koltuk değneği olan devletler iktidarlarını sürdürebilmek için ne kadar düşman yaratırsa yaratsın, içimizdeki insanı asla öldüremeyecekler.
Bir gün mutlaka Ege Denizi’nde, antik çağda iki yakanının da kullandığı ortak dille Arşipel’de, bugünkü gibi savaş rüzgarları değil, barış fırtınaları esecek.
“Hep bir ağızdan türkü söyleyip hep beraber sulardan çekeceğiz ağı.”
Bizler elbette o günleri göremeyeceğiz ama görmüş gibi yaşayıp, yaşamış gibi yazacağız.
Sevgili Petro.
Belki bir gün yolun Datça’ya düşer, benim gibi onlarca arkadaşın olur.
Kimbilir.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AHMET KAYA İLE FİKRET KIZILOK TAŞLAMASI

..VE O ANDA GÖKTEN BİR GEYİK DÜŞTÜ.

TÜRKİYE'NİN BİR NUMARALI KADINININ SIRLARLA DOLU YAŞAM ÖYKÜSÜ.