BİR 23 NİSAN MASALI!


Tarih 23 Nisan 1937'ydi.
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı İstanbul'da çoşkuyla kutlanıyordu.
Yüzlerce öğrenci bando eşliğinde Taksim'e yürüyor, halk sevgi gösterilerinde bulunuyordu.
Öğrencilerin ellerinde ilginç pankartlar vardı.
Birinde şöyle yazıyordu.
"Temiz ve muazzam gıda." 
Ama aynı tarihlerde Türkiye'de çöplerden yemek yiyen çocuklar da vardı.
O günlerde çıkan gazetelerde sık sık şu haberlere rastlanıyordu.
"İstanbul'da çocuk dilenciler günden güne artıyor." 
"Kış geldi, havalar soğudu, buna rağmen sokaklarda yalın ayak, çıplak baş gezen bir çok sefil çocuk var." 
"İstanbul sokaklarında çürüyen bir nesil var."
"Kimsesiz çocuklara sahip çıkınız. Vereceğiniz para azdır diye düşünmeyin, 10 kuruşun bile kıymeti çoktur."

"14 yaşındaki çete reisi çocuk rakı masasında yakalandı." 


Aradan yıllar geçti.
Ogün bugün çocuklar için çok şey değişmedi.
UNİCEF'in raporlarına göre Türkiye'de bugün 50.000'den fazla sokak çocuğu var.
Gayri resmi rakamlara göre bu sayı 100 bine yakın.
Dilenen çocuk sayısı 10.000 civarında.
Sadece İstanbul'da bir yılda yakalanan çocuk dilenci sayısı 2.000'ni buluyor.
DİSK'in yaptığı bir araştırmaya göre Türkiye'de çocuk işçi sayısı 1 milyonu geçiyor.
Okula gitmeyen çocuklar için haftalık çalışma süresi 54 saat.
Çalışan çocukların yüzde 3,4’ü yaralanıyor ya da sakat kalıyor.
Çocukların üçte birine işyerinde yemek verilmiyor.
Yarısından çoğu 400 TL altında bir ücretle çalışıyor.
2015 rakamlarına göre Türkiye'de 2 bin 374 çocuk mahkum var.
Çocukların yarısından çoğu aile içinde şiddet görüyor.
Bu liste uzatılabilir.
Bu ülkede çocuklar yaşı büyütülerek idam sehpasına çıkarıldı.
Hatta devlete emanet edilen çocuklara tecavüz edildi.
*. *. *
Türkiye dünyada çocuklara özel bayram ilan eden tek ülke.
23 Nisan Cumhuriyetin önemli bir kazanımı.
Dolu dolu, coşkuyla kutlayalım.
Kutlayalım ama köprüaltı çocuklarını, dilenen çocukları, işçi çocukları, mahkum çocukları, dövülen çocukları, tecavùze uğrayan çocukları, sömürülen çocukları da unutmayalım.
Binlerce çocuk sefalet içindeyken, yüzlercesi dilenirken, çoğu merdivenaltı ağır işlerde çalıştırılırken, kafamızı kuma gömmeliyim.
Neyse.
Biz en iyisi Hovhannes Tumanyan'ın mısralarıyla bitirelim sözü.
"Güneşin ilk ışıklarıyla çık sokağa.
Telaşlı gürültüsüyle yolunu kesecek bir okul bahçesi.
Solmuş formaları ve boyasız kunduralarıyla.
Selamlayacak çocuklar seni.
Kızların perçeminde bir bahar.
Vitrin çatlatır oğlanların afacan sesi.
Kavgalar, oyunlar, sefertasları.
Şehirler yıkar, şehirler kurar çocukların neşesi..
Her çocuk biraz eşkıya, biraz umuttur yakından baktığında..
Çok yaşayın çocuklar
ama, yaşamayın bizim gibi.
Siz, çok yaşayın çocuklar."

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AHMET KAYA İLE FİKRET KIZILOK TAŞLAMASI

..VE O ANDA GÖKTEN BİR GEYİK DÜŞTÜ.

TÜRKİYE'NİN BİR NUMARALI KADINININ SIRLARLA DOLU YAŞAM ÖYKÜSÜ.