27 Kasım 2019 Çarşamba
PHOKAIA'NİN KÜLLERİ.
MÖ.6.Yüzyıldı.
İzmir'in kuzeyinde şirin bir İon kentiydi, Phokaia.
Bugünkü Foça.
İsmini Akdeniz foklarından alıyordu.
Çünkü Akdeniz fokları Phokaia sularında yuvalanıyordu.
Phokaialılar denizci insanlardı.
Hem de çok iyi denizci.
Sağlam gemiler yapabiliyor, uzun yolculuklara çıkabiliyorlardı.
Deniz ticaretiyle ünlüydüler.
Bir gün bir düşman dayandı, kapılarına.
Persler.
İstilaya geldiler.
Kendilerinden çok kalabalık ve güçlüydüler.
Artık Phokaia'da kalamazlardı.
Ya köle olacaklar, ya özgürlüğe kaçacaklardı.
Bir seher vakti yelkenleri fora yaptılar.
Günlerce haftalarca Akdeniz'i turladılar.
Yeni bir yurt aradılar.
Sonunda bugünkü Fransa'nın Cote d'Azur(gök mavisi) bölgesinde karaya çıktılar ve Avrupa'nın en eski kentini kurdular.
Massilia.
Bugünkü Marsilya.
*. *. *
Aradan 2600 yıl geçti..
Marsilya bugün Akdeniz'in en büyük ticari limanlarından birine sahip..
Fransa'nın Paris'ten sonra ikinci büyük yerleşimi.
Avrupa'nın kültür merkezi.
Ya Foça.
Son günlerini yaşayan bir eski zaman kasabası adeta.
Phokaika antik kenti yerle bir ediliyor.
Binlerce yıllık mezarlar, lahitler parçalanıyor.
Folkların nesli tükendi, tükenecek.
Zeytin ağaçları sökülüyor.
Hava soluyanı zehirliyor.
Bu kez istilacı Persler değil.
Termik santraller.
Demir-Çelik fabrikaları.
Petro kimya tesisleri.
Gemi söküm şirketleri.
Siyasetçiler.(Partisi fark etmiyor)
Rantçılar.
Haramiler.
Foça ve çevresini cehenneme çeviriyorlar.
Tarihçi Heredot Phokaialılar için şöyle demişti.
"Onlar kentlerini, bizim yeryüzünde bildiğimiz
en güzel gökyüzü ve en güzel iklimde kurdular."
En güzel gökyüzünü ve en güzel iklimi karalara boyayanlara lanet olsun
.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Öne çıkan
ATEŞİN VE KÜLLERİN ALTINDA YATAN EFSANE
Olimpos’un zirvesinde, bulutların arasında, tanrılar insanların kaderini şekillendirirken, denizlerin efendisi Poseidon’un oğlu...
-
Tarih MÖ 1184 ’tü. Truvalı Paris , o dönemin en güzel kadını olarak kabul edilen Sparta Kralı Menelaus ’un karısı Helen ’i...
-
"10 Kasım'da her yer kapalıydı, genelevler kapalı mıydı bilmiyorum?" diyen her devrin iktidar borazanı, sözde gazete...
-
Sokakta tozlu topun peşinden koşan çocuklar, hayallerinde onun adını mırıldanırlardı. " Ver Lefter’e, yazsın deftere! ...
İçimiz kan ağlıyor. Söylüyorsun, yazıyorsun, anlatıyorsun sonuç alamıyorsun. Beyaz adam pamkranın lenmeleceğini öğrenemedi bir türlü.
YanıtlaSil