..VE O ANDA GÖKTEN BİR GEYİK DÜŞTÜ.



Tarih MÖ 1184’tü.
Truvalı Paris, o dönemin en güzel kadını olarak kabul edilen 
Sparta Kralı Menelaus’un karısı Helen’i Anadolu’ya kaçırdı.
Yunanlılar bunu onurlarına yediremedi.
Truva’ya saldırıp Helen’i geri alabilmek için 130 bin askerli dev bir ordu kurdular.
Binden fazla gemiden oluşan donanma Aulis’te toplandı.
Gemilerle Ege denizini geçerek Truva’da taş üstünde baş bırakmayacaklardı.
Donanmanın başında Miken kralı Agamemnon vardı.
Komutan Agamemnon saldırı emri için rüzgarın artmasını bekliyordu.
Ancak, rüzgar bırakın artmayı hiç esmiyordu.
Günlerce beklediler.
Haftalar, ayları kovaladı.
Rüzgardan eser yoktu.
Donanmada homurdanmalar başlamıştı.
Bazıları tanrıların komutan Agamemnon’u istemediğini ileri sürüyordu.
Bunun üzerine Agamemnon, kahin Kalkhas’ı çağırarak, tanrılarla konuşmasını istedi.
Eğer bir hatası varsa, bunun bedelini ödemeye hazır olduğunu bildirdi.

Kalkhas Olimpos’a Tanrıların huzuruna çıktı.
Agamemnon’un mesajını iletti.
Tüm tanrılar susurken, sadece vahşi doğa, avcılık ve okçuluk tanrıçası Artemis konuştu.
ArtemisAgamemnon’a kızgın olduğunu, çünkü bir av sırasında kendisinin kutsal geyiğini vurduğunu, onu cezalandırmak için de rüzgarları durdurduğunu söyledi.
Sonra da ekledi.
“Eğer Agamemnon rüzgarların esmesini istiyorsa, kutsal geyiğimin bedeli olarak, kızı Iphigenia’yı bana kurban etsin.”
Kahin Kalkhas, Olimpos’tan inip Artemis’in isteğini Agamemnon’a iletti.
Agamemnon önce kızını kurban etmeye karşı çıktı.
Ancak, rüzgar esmezse Truva’ya saldıramaz, böylece sadece Miken halkında değil, orduda da güvenilirliği kalmazdı.
Ayrıca rüzgarların geri gelmesinin tek yolu, kızı Iphigenia’yı kurban etmesinden geçiyordu.
Bir kaç gün bekledi, sonunda pes etti.
Bir yol bulup Iphigenia’yı Aulis’e getirtmeliydi.
Düşündü, taşındı ve formülü buldu.
Iphigenia’yı dönemin en yakışıklı savaşçısı Achilles(Aşil) ile evlendireceğini söyleyerek Aulis’e çağırdı.
Iphigenia haberi duyar duymaz soluğu babasının yanında aldı.
Ama onu acı bir sürpriz bekliyordu.
Agamemnon’un emriyle kızı yakaladılar.
Hemen sunağa yatırdılar.
Sunağın yanında altın bir çanak vardı.
Iphigenia’nın kanı o çanağa akacaktı.
Agamemnon eline hançeri aldı, kızının yalvarmalarına aldırış etmeden boynuna dayadı.
Tam Iphigenia’yı kesecek, bir anda kızının yerine sunakta yatan bir geyik gördü.
Tanrıça ArtemisIphigenia’ya kıyamamış, onu yanına almıştı.
Yerine de bir geyik göndermişti.
Agamemnon kısa bir şaşkınlıktan sonra, geyiğin boynunu kesti.
Altın çanağa dolan kan Ege sularına bırakıldı.
O anda havada amansız bir rüzgar belirdi.
Ve hemen yelkenleri açan Yunan Donanması Truva’ya saldırıya geçti.

*.  *.  *

Yunan Mitolojisi’nde böyle anlatılır Truva Savaşı öncesi.
Kurban bayramını yaşadığımız şu günlerde bu hikaye çok yabancı gelmedi sanıyorum.



Yorumlar

  1. çok güzel bir kurban hikayesi,sağol Sedat

    YanıtlaSil
  2. "Herkes biliyor kaptanın yalan söylediğini "... Kaleminize sağlık........ (:

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

AHMET KAYA İLE FİKRET KIZILOK TAŞLAMASI

TANRIM O ÇANTANIN İÇİNDE NE VAR?