TARİHİN AKIŞINI DEĞİŞTİRMEYE ÇALIŞAN DATÇALI'NIN HİKAYESİ



Bir resim.
Yer Knidos.
Tarih 1859.
Bir Roma mezarının üzerinde üç adam oturuyor.
En önde siyah ceketli, sakallı olan İngiliz arkeolog Sir Charles Thomas Newton.
Diğer ikisi de büyük olasılıkla onun ekibinde çalışan Birleşik Krallık Donanması'na bağlı askerler.
Birazdan bu mezarı kazıp askeri gemiye yükleyecekler.
Anadolu'nun eserlerini Londra'ya götürecekler.
Gidenler sadece mermer lahitler, sütunlar değil.
Bu toprağın öyküleri, hikayeleri, yaşanmışlıkları.
Bu resim o kadar çok şey anlatıyor ki.

*.  *.  * 

Yıl MÖ 44'tü.
Günlerden 15 Mart.
Roma Senatosu  tarihe geçen en önemli olayına tanık oluyordu.
Birazdan İmparator Sezar salona girecek ve o heybetli konuşmasını yapacaktı.
Sezar'ın gireceği kapının önü tıklım tıklımdı.
Bir adam imparatora yaklaşmak için yoğun çaba içindeydi.
Elinde küçük bir kağıda yazdığı notu iletmeye çalışıyordu.
Uzun uğraşlardan sonra, itiş kakışla Sezar'ın yanına yaklaşmayı başardı.
Notu verdi ve kulağına fısıldadı.
”Mutlaka okuyun" 
Sezar kağıdı aldı, okumadan cebine koydu ve salona girdi.
Girer girmez cumhuriyetçi senatörlerin saldırısına uğradı.
Arka arkaya bıçak darbeleriyle yere yığıldı.

Öldürücü darbe üvey evladı Brütüs'ten gelmişti.
“Et tu Brütüs!” dedi Sezar.
“Sen de mi Brütüs!" 
O an son nefesini verdi.
Oysa, kapıda kendisine iletilen o notu okusa, belki de tarihin akışı değişecekti.
Çünkü o notta şöyle yazıyordu.
"İmparatorum dikkatli olun, sizi öldürecekler!"
Sezar'ı uyaran kişi Artemidoros’tu.
Kimdi bu Artemidoros?
Nereliydi?

*.  *.   *

Aradan 2 bin yıla yakın zaman geçti.
Yıl 1859'du.
Aylardan yine Mart.
Osmanlı'nın izniyle Knidos'u soymaya gelen İngiliz arkeolog Charles Newton ve ekibi antik kentte keşif yapıyordu.
Onbaşı Spackman deve boynunda çalıların arasında dolaşırken, ayağı toprağa gömülmüş mermerden bir kadın heykeline takıldı.
Hemen Newton'a haber verdiler.
İngilizler heykelin bulunduğu yeri kazmaya başladı.
Toprağın altından çıkan bir Roma aile mezarıydı.
Görkemli bir anıt mezardı.
Üç lahit vardı.
O lahitlerden biri kime aitti biliyor musunuz?
Sezar'ı suikasttan önce uyarmaya çalışan Artemidoros'a.
Artemidoros Knidosluydu.
Tarihin akışını değiştirmeye çalışan adam Datça topraklarında doğup, büyümüştü.
Charles Newton tüm mezarın içindeki değerli eserleri ve yazıtları alarak İngiltere'ye götürdü.
Yazıtların birinde şöyle yazıyordu.
İmparator Sezar'ı MÖ 15 Mart 44'te Roma Senatosu'na girmemesi için uyarmaya çalışan Knidoslu Artemidoros onurlandırılmıştır.”
Newton lahitleri büyüklükleri ve ağırlıkları nedeniyle götüremedi ama zaman içinde onlar da paramparça oldu.
Knidos’a  kala kala sadece temel taşları kaldı.
Artemidoros'un mezarından çıkanlar bugün British Museum'da sergileniyor.


Artemidoros Knidos'un en ünlü ailelerindendi.
Sayılan, sevilen biriydi.
Roma ile ilişkileri çok iyiydi.
Sezar'a suikastı önleyememesine rağmen ödüllendirildi.
Roma Senatosu Artemidoros nedeniyle Knidos'a "Özgür Kent" ünvanı verdi. Vergi affı dahil büyük ayrıcalıklar tanıdı.
Bu ayrıcalıklar nedeniyle Knidos en parlak dönemlerinden birini yaşadı.
Öldükten sonra Knidoslular onu unutmadı, adına şenlikler düzenlediler.
Artemidoros yıllarca Shakespeare dahil bir çok ünlü yazara da konu olmuştu.
Sezar’a suikastı konu alan çok romanda, tiyatro oyununda önemli bir figürdü.

Gelişmiş ülkeler kültür turizmininden milyar dolarlar kazanıyor.
Doğal ve tarihsel kültür varlıklarıyla milyonları ülkelerine çekiyorlar.
Peki biz ne yapıyoruz?
Örneğin Knidos.
Artemidoros’un hikayesi.
Aristokleidas'ın iyilik meleği kızı Lykaithion’un mezarı.
Korint Tapınağı.
Boulakrates Çeşmesi.
Ne haldeler!
Her ne kadar çıkan eserler British Museum’da olsa bile bu mezarın ve Knidos’un genelinin öyle taş yığını halinde durması doğal mı?
En azından bir maketi yapılarak, öyküsü gelen turistlere anlatılamaz mı?
Bu konuda bizim arkeologlarımızdan görüş alınamaz mı?
Onlarla birlikte projeler üretilemez mi?
Mesela Knidos’ta yıllarca kazı çalışması yapan Ertekin Doksanaltı hocadan, Burgaz’ı en iyi bilen isimlerden Numan Tuna hocadan.
Ve de diğerlerinden.
Ertekin Doksanaltı hocanın Artemidoros, Lykaithion gibi Knidos'un bilinmeyenleriyle ilgili çalışmaları müthiş.
Elimizdeki bu değerlerle, bu tarihsel kültür varlıklarımızı dünyaya tanıtamaz mıyız?

*.  *.  * 
Osmanlı'da Asar-ı Atika Nizamnamesi'ne kadar ülke topraklarında bulunan tarihi eserlerin yurtdışına çıkarılması serbestti.
Dönemin önemli aydını Osman Hamdi Bey’in uğraşları sonunda 1884’te kazılarda çıkan eserlerin kamuya ait olduğu yasallaşmıştı.
Peki sonra ne oldu?
Knidos gibi çok yer taş yığını halinde kaderine terkedilmesi mi?
Zaman zaman bizim arkeologlarımızın kazıları bütçe nedeniyle yarıda kalmadı mı?
Güney Ege Kalkınma Ajansı GEKA, bu konuda önemli işler yapıyor ama maalef yeterli olamıyor.
Knidos’a altın dönemlerini yaşatan Artemidoros bugün kentinin ve mezarının halini görse ne derdi acaba?

Yorumlar

  1. topraklar bizim ancak tarih onların...

    belki zamanında da böyle düşünüp götürülmesine izin verdiler,

    şimdi kimin malını kimden istiyoruz,

    biz kendi tarihimize mi sahip çıkabiliyoruz,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Karyalılar'ın, Dorlar'ın, Lidyalılar'ın, Likyalılar'ın İngiltere'nin tarihi ile ilgisi yok. Hepsi Anadolu tarihidir.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

AHMET KAYA İLE FİKRET KIZILOK TAŞLAMASI

..VE O ANDA GÖKTEN BİR GEYİK DÜŞTÜ.

TÜRKİYE'NİN BİR NUMARALI KADINININ SIRLARLA DOLU YAŞAM ÖYKÜSÜ.