KAN ÇİCEKLERİ

"Şu ölen çocuklar var ya.
Sana bana dünyaya .
İlikleriniz donduğunda kışın

Bir kaşık umut gerektiğinde
O şişe gelecek aklınıza.
Pencerenin önünde duran
Güneşte
Gelincik ."

Can Yücel

*. *. *

Bugünlerde bizim buralar Gelincik tarlasına döndü.
Datça kırsalı kıpkızıl.
Papatların arasında kanlı bir şafak gibi doğdular.
"Gelincik insan ömrü gibidir." der Japonlar.
"Dünü vardır. Yaşamıştır. Bugünü vardır. Yaşıyordur.
Ya yarını?"

Narin çiçektir Gelincikler.
Öylesine narindir ki, koparıldığı anda solar gider.
Kırmızı yapraklarını tek tek döker.
Gelincik'i geline benzetirdi eski Türkler.
Narin bir geline.
O yüzden gelinler beyaz değil kırmızı gelinlik giyerdi.


Bir çok kültürde Gelincik'in yeri ayrıdır
Yeniden doğuşu simgelerler.
Eski Mısır'da lahitler Gelincik motifleriyle süslenirdi.
Romalılar kara sevdaya düşenlere Gelincik şerbeti içirirdi.
Bu şerbetin aşk acısını azaltacağına inanılırdı.
Homeros İlyada destanında ölen savaşçıları birer Gelincik'e benzetirdi.
Gelincikler ölen askerlerin ruhlarını simgelerdi.
Bu inanç dünyanın farklı bölgelerinde, efsanelerde babadan oğula, dededen toruna geçti.
Halklar, savaş meydanlarında açan Gelinciklerin ölen askerlerin ikinci yaşamı olduğuna inandı.
*. *. *
Yıl 1211 idi..
İlkbaharın ilk günleri.
Mogol İmparatoru Cengiz Han Çin Seddine yaklaşıp Jin Ordusu'nun üzerine saldırdı.
Dünya tarihinin en kanlı savaşlarından biriydi.
Cengiz Han'ın ordusu 300 bin kişilik Jin askerini kılıçtan geçirdi.
Bu öylesine korkunç bir savaştı ki toprağın üzeri cesetlerle doldu.
Aradan 2-3 ay geçti.
Savaş alanı Gelincik Tarlasına dönmüştü.
Görenler şaşırmıştı.
*. *. *
Yıl 1796 idi.
Nisan'ın 12'si.
Fransız komutan Napolyon emrindeki orduyla Alpler'i aşarak Kuzey İtalya'ya saldırdı.
Önüne geleni ezdi, geçti.
Avusturya ve Piemonte ordularını püskürttü.
Savaşta onbinlerce asker ölmüştü.
Bir süre sonra savaş meydanlarında Gelincikler yeşerdi.
Heryer kıpkızıl olmuştu.
*. *. *
Dünya tarihinde bahar ayları savaş aylarıdır..
Baharın müjdecisi Gelincikler'e "Kan Çicekleri" denmesinin nedeni budur.
Gelibolulular da Gelincekler'e "Kan Çiceği" derler.
Çanakkale savaşından sonra bir çok savaş alanında binlerce gelincik yeşerdiğine inanılır.
Gelibolu Yarımadasının boydan boya dev bir Gelincik Tarlası'na döndüğü söylenir.
Anzaklar her yıl anma törenleri için Gelibolu'ya geldiklerinde etraf Gelinciklerle dolar.
*. *. *
Gelincik 1. Dünya Savaşı'nı da simgeler.
Bu savaşta Fransa ve Belçika’da yaşanan çarpışmalarda toprağa o kadar kan akmıştır ki; uzun zamandır uykuda olan gelincikler adeta fışkırmıştır.
O yüzden Britanyalı savaş gazileri yakalarında Gelincik Rozeti taşır..
Birleşik Krallıkta ve Avrupa'nın bir   çok ülkesinde 1. Dünya Savaşı anma günlerinde mezarlara gelinciklerden yapılmış çelenkler konur..
Kanadalı asker ve şair John McCrae’nin ünlü “Flander Tarlalarında” şiirinde şöyle der..
“Flander Tarlalarında gelincikler,
Büyüyor sıra sıra dizili haçlı mezarlar arasında.”

Bugün doğada dolaşırken, her gördüğüm Gelincik bana bunları hatırlattı..
Savaş ve çicek..
Yanyana gelmemesi gereken iki sözcük..
Yürek kabul etmiyor..
Ama Lakotalar'ın efsanevi şamanı Thathanka Íyotake'nin (Oturan Boğa) şu sözlerini de düşünmeden geçemiyor insan..
"Ruhunu doğaya bırak.. Bir kere yaşadıysan, yeniden yaşarsın."
Yaşanası günlere kavuşmak dileğiyle..
Savaşa, zulüme, diktaya Hayır.

Ortadaki iki fotoğraf Bedriye Berber Engin'e aittir)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AHMET KAYA İLE FİKRET KIZILOK TAŞLAMASI

..VE O ANDA GÖKTEN BİR GEYİK DÜŞTÜ.

TÜRKİYE'NİN BİR NUMARALI KADINININ SIRLARLA DOLU YAŞAM ÖYKÜSÜ.