İMDAT.. BOZKIRIN NAZAR BONCUĞU'NU KIRIYORLAR.
Kenar-ı Diclede Bir Kurt Kapsa Koyunu,
Gelir de Adl-i İlahi Sorar Ömer'den Onu.
Mehmet Akif Ersoy
Asırlar önce bir çoban yaşardı, Sivas'ta.
Tüm gün koyunlarını otlatırdı, bozkırlarda.
Bir seher vakti ay yatakta iken o ayaktaydı.
Yıldız yorgan bir gecenin ardından yatağından uyandı.
Kalktı, sırtına kepeneğini geçirdi, kavalını aldı, koyunlarıyla kendisini doğaya attı.
Dolaşa dolaşa saatlerce besledi sürüsünü.
Bir ara yorulduğunda, bir ağacın altında kaval çalarken uykuya daldı.
Uyandığında güneş tam da yukarıdaydı.
Yakıyordu.
Sürüsü susuz kalmıştı.
Üstelik en yakın su kaynağı saatlerce uzaktaydı.
Koyunlar çaresiz, su için mee'liyordu.
Özellikle bir kuzu adeta son nefesini vermek üzereydi.
Dayanamadı çoban.
Suluğunu son damlasına kadar kuzuya içirdi.
Minik yavru kurtulmuştu.
Peki kendisi ve diğerleri ne yapacaktı?
En yakın su kilometrelerce uzaktaydı.
O an bir gürüldü koptu,
Yer yarıldı, yerden bir pınar fışkırdı.
Saniyeler içinde orada gök mavi bir göl oluştu.
Çoban önce şaşırdı, sonra attı kendisini mavi suya.
Sürüsüyle birlikte içti kana kana.
*. *. *
Efsaneler böyle anlatır Sivas'ın Gürün ilçesindeki doğa harikasını.
Bu harikanın adı, Gökpınar Gölü.
Öyle bir güzellik ki, 1500 metre rakımda, dağların arasında, gök mü aşağıda, göl mü yukarıda anlayamazsınız ilk bakışta.
Bozkırın ortasında nazar boncuğu gibi duruyor orada.
Anadolu'nun saklı cennetlerinden biri.
En derin noktasındaki küçük bir çakıl taşını bile göreceğiniz kadar temiz bir su.
Kırmızı benekli alabalıklarının yuvası.
Kıyısındaki kavak, salkım söğüt ağaçlarının, binbir renk çiceklerin, endemik türlerin can suyu.
Doğanın bizlere emanet ettiği, gelecek kuşaklara taşınması gereken dünyanın en berrak gölü.
Mutlak korunması gerekiyor.
Acilen sit alanı ilan edilmesi gerekiyor.
Ama aksine.
Şimdilerde doğaya ihanet edercesine, yok ediliyor.
*. *. *
Aşağıdaki satırları dikkatle okumanızı rica ediyorum.
Sivas Valiliği yaklaşık bir yıl önce Gökpınar Gölü'nün etrafına 15 bungalovluk bir dinlenme tesisi yapmak için ihale açtı.
Çevre sevdalıları, Gürünlüler buna büyük tepki gösterdiler.
Dilekçelerle imza kampanlarıyla konuyu ülkenin gündemine taşıdılar.
Bilimsel raporlarla tehlikeyi işaret ettiler.
Bunun üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, yapılaşmanın Gökpınar'a vereceği zararı düşünerek, acil notuyla bölgeyi "Potansiyel Doğal Sit Alanı" ilan etti.
Herkes "nihayet Gökpınar kurtuldu" dedi.
Sivas Valiliği, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın acil notuna ve "Potansiyel Doğal Sit Alanı" kararına rağmen, geçtiğimiz Ekim ayında iş makinalarını bölgeye soktu.
Valilik, henüz " Doğal Sit Tescil Süreci"nin bir aşaması olarak Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırmaları'nın sonucunu beklemeden, yapılaşma kriter ve kısıtları belirlenmemişken, yangından mal kaçırırcasına bir imar planı onayladı ve inşaat faaliyetlerine başladı.
Bunun üzerine "Gökpınar Gölü Korunmalıdır Hem de Tüm Doğallığıyla İnisiyatifi” hiç zaman kaybetmeden konuyu yargıya taşıdı ve söz konusu imar planının iptalini ve inşaat çalışmalarının durdurulmasını talep etti.
Ancak dava sürerken, Sivas Valiliği ikinci aşama imar planını da onayladı.
Böylece tüm gölü kuşatacak şekilde yeni yapılaşmaların önünü açtı.
Eğer bu gidişata dur denilmezse, Gökpınar'ın kaderi Trabzon'daki Uzungöl gibi olacak.
Şimdi sormak gerekiyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Murat Kurum.
Bakanlığınızın Gökpınar Gölü ile ilgili aldığı ve acil notu ile Sivas Valiliği'ne bildirdiği "Potansiyel Doğal Sit Alanıdır" kararı neden uygulanmıyor?
Sivas ili Bakanlığınızın yetki alanı dışında mı?
Lütfen verdiğiniz kararın arkasında durun ve Gökpınar'ın yok olmasına seyirci kalmayın.
Bir soru da Sivas Valisi Sayın Salih Ayhan'a
Şu pandemi günlerinde, Bakanlığın kararına rağmen, üstelik mahkeme sürerken, bu aceleniz niye?
Doğayı mı, inşaatı mı daha çok seviyorsunuz?
Çocuklarınızın, torunlarınızın Gökpınar gibi bir cenneti görmesini istemiyor musunuz?
Doğaya bir şey olmaz diye düşünüyorsanız, Uzungöl'e bakın, açtığınız yol nerelere varıyor, orada göreceksiniz.
Büyük şair Mehmet Akif Ersoy’un bir sözü var ya...
"Kenar-ı Diclede Bir Kurt Kapsa Koyunu, Gelir de Adl-i İlahi Sorar Ömer'den Onu” diye..Lütfen Gökpınar kıyısında kurt olmayın, efsanedeki gibi kuzuya hayat veren çoban olun.
NOT: Gökpınar’ın yokedilişine sessiz kalmak istemiyorsanız, imza kampanyasına katılın lütfen.
Yorumlar
Yorum Gönder