BİR İSTANBUL MASALI



VASİLİADİS, İLYA VE PADELLİ.

Beşiktaş Çarşı'nın en eski işletmesiydi.
Küçücük bir dükkancıktı aslında.
Tam 120 yıllıktı.
Bir tarihti.
İçinde sadece dört masa vardı.
Sahibi doğma büyüme Beşiktaşlı'ydı.
Kaymak kalpli ama  huysuz bir ihtiyardı.
Adı, Pandelli Shestakof'du.
95 yaşındaydı.
Ataları Osmanlı Bulgarıydı..
Her sabah gün ağarmadan kepeği açar, müşterilerine müthiş bir kahvaltı hazırlardı.
Manda sütünden kaymak, bal, köy yumurtası, süt ve tereyağı.
Yanında sıcak somon, ya da simit.
Dükkanın adı; Pando Kaymak'tı.
Ya da Beşiktaşlı'nın dediği gibi; Bulgar'ın Yeri.
1895'te dedesi açmıştı bu dükkanı.
Dolmabahçe Sarayı'nın kaymak, bal ve süt ihtiyacını karşılardı.
Cumhuriyetten sonra da saraya hizmeti devam etmişti.
Pandelli, Atatürk için çok kaymak ve bal götürmüştü.
Atatürk'ü bile görmüştü.
Öldüğünde de saraydaki cenaze törenine katılmıştı.
Bu dükkan Beşiktaş'ın sabah lezzetiydi..
O dört masada kimler kahvaltı yapmamıştı ki..
Süleyman Seba'lar, Hakkı Yeten'ler, Sabri Ülker'ler.
Kimler kimler?
Tam 120 yıl ayakta durdu.
AKP hükümetinin çıkardığı bir yasa nedeniyle üç yıl önce kapandı.
Artık Pando Kaymak yok.

Apoyevmatini.
Türkçesi "İkindi Vakti"
İstanbul'da yayınlanan günlük bir gazeteydi..
Galatasaray Lisesi mezunu iki Rum kardeş Andonis Vasiliadis ve Konstandinos Vasiliadis kurmuştu..
1920 yılında haftalık olarak yayına başlamıştı..
1925'ten itibaren günlük gazete olmuştu..
1930'larda "Vatandaş Türkçe Konuş" olaylarında tehditlere boyun eğmemişti.
'Vagon Li' provokasyon günlerinde de korkmadan yayın hayatına devam etmişti.
Cumhuriyetin ilk yıllarında tirajı 35-40 binlere kadar çıkmıştı..
Rum nufüsunun azalmasına orantılı olarak satışı günden güne düştü..
Beyoğlu İstiklal Caddesi'nde Suriye Pasajı'ndaki bürosunda eski metotlarla basılıyordu.
Genellikle Rum cemaatine ilişkin doğum, ölüm ilanlarına, Türkiye, Yunanistan ve Avrupa Birliği ile ilgili haberlere yer vermekteydi.
Türkiye'deki Rumca çıkan son gazeteydi.
En son günde 600 adet satıyordu.
Basın İlan Kurumu'ndan hiç ilan alamadı.
AKP hükümetinin çıkardığı bir yasa nedeniyle kapandı.
Apoyevmatini artık yok.

Safiye Ayla Korsesi.
Şişman Annemin Sütyeni.
Marilyn Monroe kilodu.
İstiklal Caddesi'nin yaşayan en eski dükkanıydı.
Topu topu 20 metre kareydi.
Çok kaliteli iç çamaşırı satıyordu.
Adı, 'Kelebek Korse' idi.
Osmanlı yahudisi dede İlya Avramoğlu 1936 yılında açmıştı.
Sonra oğul Borya işi yüklendi.
En son da torun İlya.
1955 yılının 6-7 Eylül olaylarında talan edildi.
Kepenk ve kapısı balyozla kırıldı, içerideki mallar sokaklara atılıp parçalandı.
Zarar dönemin parasıyla 400 bin dolar kadardı.
Avramoğlu ölüm tehditleri aldı.
Buna ragmen ayakta kalmayı başardı.
Beyoğlu'nun açık hava alışveriş merkezi olma yolundaki yeni dönüşümüne inat, geçmişin sanatıyla ticaret yapabilen esnaf kültürünün son simgelerinden biri oldu.
Tam 79 yıl iş hayatını sürdürdü.
AKP hükümetinin çıkardığı bir yasa nedeniyle  kapandı.
Kelebek Korse artık yok.

*.   *.   *

Yurtdışında her kentin eski dükkanları, mağazaları vardır.
Şöyle yazar tabelasında.
Since 1820.
Since 1850
1850'den beri..
Gururla asarlar o tabelayı..
Dededen toruna bir kültürdür o dükkanlar.
Bir renktir.
Kentin çicekleridir.
Ya bizde.
İnci Pastanesi, Rebul Eczanesi, Emek Sineması, Pando Kaymak, Kelebek Korse.
Daha yüzlercesi.
Bir tarih yok ediliyor.
90 yıldır gelen vuruyor, giden vuruyor.
Son darbe AKP'den.
Artık tekme tokat kovmuyorlar.
Sözde yasallar.
Çoğunun kapanma nedeni , AKP iktidarının  2012 yılında yürürlüğe soktuğu Borçlar Kanunu.
Kanuna göre mal sahipleri 10 yılı dolduran kiracıları, hiç bir gerekçe göstermeden binalarından çıkartabiliyor.
Bunun adı 'kentsel dönüşüm' diye yazılıyor..
Ama gerçekte 'cepsel dönüşüm' olarak okunuyor.
Resmi ideolojinin "Tek millet, tek devlet, tek bayrak, tek dil, tek din" politikası hiç değişmiyor.
Ne güzel demişti Yaşar Kemal.
"Küreselleşme ‘tek tip insan’ yetiştiriyor bugün..Oysa dünya onbinlerce çiçekli bir kültür bahçesidir; her çiçeğin ayrı bir rengi ve kokusu vardır. Bir çiçeğin koparılması bir rengin, bir kokunun yok olmasıdır. Tek dile, tek renge kalmış bir dünya hapı yutmuştur”.
Vasiliadis,İlya ve Pandelli.


Affedin bizi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AHMET KAYA İLE FİKRET KIZILOK TAŞLAMASI

..VE O ANDA GÖKTEN BİR GEYİK DÜŞTÜ.

TÜRKİYE'NİN BİR NUMARALI KADINININ SIRLARLA DOLU YAŞAM ÖYKÜSÜ.